KURT YAVRUSU
  BÖRÜ BUDUN
 

BÖRÜ  BUDUN

 

( TÜRK MİLLETİNİN TARİH SAHNESİNDE VAROLUŞ GERÇEĞİ )

 
ein Bild 

 

            “Mahremiyeti olmayan bir Devletin varlığı, Düşmanlarının merhametine bağlıdır.”

 

            Türk Milletinin İslamiyet’e girmeden önceki dönemlerinde, Türk varlığının devamını sağlattırmak için Göktürk Hakanı İlteriş Han tarafından 680 yılında kurdurulmuştur. İlk aşamada 50 kişilik bir güç olduğu bilinmektedir.

            Bu Teşkilatın görevi, Çin ve diğer düşman Uluslar hakkında bilgi toplamak, Karşı propaganda yapmak, gerekirse sabotajlar hazırlayıp düşman güçlerinin saldırılarını ve mukavemetlerini kırmaktır. 

Devletler Tarihinde ilk kurulan İstihbarat Teşkilatıdır.                                                             

            Börü Budun, Şamanlar tarafından da desteklenmiştir. Börü Budun da görev yapacak her Türk, itina ile Bilge Tonyukuk tarafından seçtirilirdi.    

            Seçilmiş Börülerde ki özellikler;

1-   Gök Tanrı’ya teslimiyet

2-   Ulus’a ve Vatan’a sevgi

3-   Töreye sadakat

4-   Bilgi ve ketumiyet

5-   Cihangirlik

 

            Kurt başlı Gök Sancak, Börü Budun’un simgesidir.

BÖRÜ : Kırgız Türkçesinde KURT anlamındadır.

BUDUN : Ulus, kavim anlamındadır.

BÖRÜ BUDUN, Ulus’un Kurtları veya Milletin Fedaileri-Milletin Önderleri- Ulus’a Yol Göstericiler anlamlarına gelmektedir.

 

            Börü Budun sayesinde Türk Milleti Çin boyunduruğundan kurtulmuştur. Böylelikle ikinci Göktürk Devleti kurulmuştur. Göktürkler tüm Orta Asya daki boyları birleştirmiş ve hakimiyeti altına almıştır. Türk Milletinin Batıya akışı ve fetihlerinin temelinde Börü Budunun hizmetleri esastır.

 

            Büyük Selçuklu Devletinin Kurucusu Selçuk Bey’de Börü Budun üyesiydi. Dağınık Müslüman Türk Boylarını toparlayarak Devlet kurulmuştur.

            Selçuklu Sultanlarının (Alparslan, Kutalmışoğlu Süleyman Şah) Anadolu’yu fethinde de Börü Budun önemli görevler yapmıştır. Anadolu istihbarat ağı ile örülmüş ve lojistik destek sağlanmıştır.

 

            Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin  Dergahında yetişen 99 bin Gazi Derviş te Anadolu’nun Türkleştirilmesi ve İslamlaştırılması çalışmalarına katılmıştır. Yesevi Tarikatına mensup bu Gazi Dervişler 6 prensip üzerine hizmet ederlerdi.

1-         Hakkı bilmek

2-         Cömertlik

3-         Sadakat

4-         Allah aşkı ile yanmak

5-         Kanaatkar olmak

6-         Pür dikkat kesilmek. Dikkati bir noktaya toplayabilmek.

 

            Görüldüğü gibi Börü Budun mensupları ile Gazi Dervişlerin ilkeleri birbiriyle örtüşmektedir.

 

GAZİ DERVİŞLERİN (ALP ERENLERİN) HİZMETLERİ

1-         Coğrafyaya isim vererek toprağı Vatanlaştırmak, Türkleştirmek.

2-         Elinin emeği, alnının teri ile yaşamak.

3-         Akınların yönünü Batı’ya çevirmek.

4-         Dini ve ahlaki telkinlerde bulunmak. Türklere İslamiyet’i benimsetmek.

5-         Devlete vergi verdirmek.

6-         Toprağı ağaçlandırmak.

7-         Stratejik yerleri ( köprüler, geçitler, boğazlar) kontrol altında tutmak.

8-         Fetih öncesi gidilecek yerlerde daha önceden propaganda yapmak. Yerli Halkı Türklerin İdaresine hazırlamak.

 

            Yapılan hizmetler bakımından Türk Devletinin Börüleri ile, Gönül Erenleri bir tek amaç için çalışmışlardır. “ALLAH RIZASI İÇİN, TÜRK DEVLETİ VE MİLLETİNİN BEKASINI İLELEBET DAİM KILMAK”

            Börü Budun’un kurduğu alt yapı ve desteği ile, mütevazi bir Uç Beyliği olan Osmanlı; Beylikten Devletleşmeye, Devletten İmparatorluğa geçmiştir.

            Büyük Türk Hakanı Timur Han; 1395 yılında Altınordu Türk Devleti Hakanı Toktamış Hanı Terek Savaşında yenerek Devletin parçalanmasına ve Ruslar tarafından yıkılmasına zemin hazırlaması ile, 1402 yılında Osmanlı Devleti Sultanı Yıldırım Beyazıt Hanı yenerek Fetret devrini başlatması Türklerin batıya karşı hakimiyetinde zafiyetler meydana getirmiştir.

            Hakanlar arasındaki bu savaşlar, Türk Devletlerine zarar veriyordu. Börü Budun, Timur Han’dan Türk Devletleriyle savaştı diye desteğini çekmiştir.

 

            Balkanlar da, Osmanlı Devletinin hakimiyetinin sürdürebilmesi ve yeni yerlerin fethi için Börü Budun, “Akıncılar” birliğini kurdurmuştu. Akıncılardan bin kişinin komutanına “Binbaşı”, Yüz kişinin komutanına “yüzbaşı”, On kişinin komutanına “Onbaşı” denilirdi. “Akıncı Beyi” ise bunların üzerinde komuta merkezinde idi. Bu komutanlar, Börü Budun da söz sahibi “Gök Börü” tarafından soylu Müslüman Türk Ailelerinden seçilirdi.

            Akıncılar, 20. yüzyılda “KOMANDO” adıyla Avrupa da ihdas edilecektir. Tarihte ilk komando da Akıncı Türkleridir.

 

            Osmanlının son dönemlerinde, Enver Paşa tarafından kurdurulan “TEŞKİLAT-İ MAHSUSA” da var olma savaşlarında önemli görevler üstlenmiştir. Tüm Türk-İslam Aleminde yeniden Diriliş ve Emperyalizme karşı savaş için, her türlü yokluğa rağmen verilen mücadele TÜRK’ ün teşkilatçılığını ve Devletsiz yaşayamayacağının şerefli bir ispatıdır.

            Osmanlı 1. Dünya Savaşında mağlup olup Türk Vatanı işgal altına girdiğinde Teşkilat-ı Mahsusa Kurtuluş Savaşına katılmış ve Atatürk’ün önderliğinde T.C. Devletinin kurulmasında çok önemli hizmetler yapmıştır.

Teşkilat-i Mahsusa da görev yapan bazı ünlüler :

1-         Eşref Kuşçubaşı

2-         Rauf Orbay

3-         Mehmet Akif Ersoy

4-         Ali Fethi Okyar

5-         Fuat Bulca

6-         Çerkez Ethem

7-         Dr. Refik Saydam

8-         Şerif Burgiba ( Habib Burgiba’nın babası)

9-         Mısırlı Aziz Ali Bey

10-       Arabistan’da İbn-ür Reşid

            1950 li yıllarda, ABD’den “Philip H. Stoddard” adlı bir kişi “Teşkilat-i Mahsusa” hakkında uzun süreli araştırma yaparak bilgi topladı. Bu kişi 11.05.1963 tarihinde hazırladığı araştırmayı Princeton Üniversitesine doktora tezi olarak sundu.

            Artık Türk Teşkilat-i Mahsusa nın tüm çalışma metotları Amerikalılar tarafından öğrenilmiş oluyordu.

            Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük düşünmeye çalışan, ABD elde ettiği bilgiler ile CIA yı yenilemiş ve ufkunu genişletmiştir. Bugün ABD nin haber alma teşkilatlarındaki temel başarısının sırrı Türk gibi dünyayı yönetme bakışını öğrenmesindendir.

            Allah Türk’e yaratılışında “YÖNETME” kabiliyetini bağışlamıştır.

Önemli olan Türk Milletinin kendi özüne dönüşüdür. Döndüğünde, Tarihi gerçek sahibi İnsan Haklarını sömürmeden yazacaktır.

 

“BİR TÜRK DÜNYA’YA BEDELDİR.”

 

            Atam Türk Milleti sana minnettardır.

 

                                                                                                  Yılmaz KARAHAN

                                                                                                 (Yeniden Ergenekon)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol