KURT YAVRUSU
  İNSAN TÜRÜ VE IRKLAR
 

Resim
Bütün insanlar, bir tek ana ve babadan üreyerek çoğalmışlardır. Değişik ırklara ve renklere ayrılmalarına rağmen, bütün insanlar, aynı genetik yapıya sahiptirler ve aynı gelişim devrelerinden geçerek olgunlaşırlar. Bütün insan ırkları, hiç şüphe yoktur ki, bir tek türü ifade ederler.

Değişik renkler, iskeletler ve kan grupları, bir tek türün «variation»larıdır. Biyoloji dili ile ifade edersek, insanlar «monojenik»tirler, yani tek kaynaktan çıkıp dağılmışlardır.

Irkların nasıl teşekkül ettiği konusu, ayrı bir ilmî araştırma sahasıdır. İster İbn-i Haldun ve Lamark gibi düşünerek «coğrafî ve kozmik etkiler» ile, ister Darwin gibi hareket ederek «tabiî eleme (selection natural) ile yahut da «mutation» larla açıklansın ırklar daima bir türü ifade ederler.

Bu hususu, canlı bütün tabiatta gözlemek mümkündür. Aynı tür bitki ve hayvanların da içinde değişik «renk» ve «biçimlere daima rastlamak mümkündür. Bu sebepten, insanlar arasındaki renk, iskelet ve kafatası biçimlerinin farklılıklarından hareketle, ırkları sanki ayrı türlermiş gibi görmeye çalışmak, «çok hatalı» bir insanlık teorisi geliştirerek (insanı polijenik itibar ederek) siyasî ve sosyal istismarlara baş vurmak insan haysiyeti ile bağdaşmaz.

Hele bunun, ilim adına istismarı, asla affedilmez. Böyle bir istismara Türk ve İslâm dünyasında rastlayamazsınız. Bizler, bütün ırklara şefkat ve merhamet kanadlarını geren kültür ve medeniyetler geliştirmiş bulunuyoruz. Irk konusunu, siyasî istismar sahası haline getiren maalesef, iki yüzlü Batı Dünyası olmuştur. Batı, bugün dahi ırkçıdır.

Fransa'da, İngiltere'de, Almanya'da yetişen pek çok fikir ve politika adamının, renkleri ve kafatasları kendilerinden farklı olan insanları sömürmek için ilim adına ileri sürdükleri «teorileri» esefle karşılamak gerekir. Arthur de Gobineau, Vacher de Lapouge, Sir F. Galton ve Otto Ammon... gibilerinin iddiaları, yalnız ilim bakımından değil, ahlâki bakımdan da tenkide açık bulunmaktadır.

İskelet yapısı ve renk farklılığı, insan türünü zenginleştiren «variation»lar olarak birer realitedirler. Bu realitenin inkârı da, siyasî istismarı da asla doğru değildir. Irklar, elbette vardır. Bunları ilim adamları incelemelidir. Fakat, asla, siyasî istismarlara, «aşağı ırk», «üstün ırk» gibi beşer haysiyetini rencide edici teorilerin propagandasına müsaade edilmemelidir.

İslâmiyet «ırk gerçeğini» inkâr etmez, ancak bu gerçeğin istismarına karşıdır. İlim ve politika adamları, bu gerçeği bilerek ve «Allah'tan korkarak» hareket etmek zorundadırlar. Yüce ve mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'e göre: «O gökleri yaratması, o yerleri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin birbirine uymaması da O'nun âyetlerindendir. Hakikat, bunlarda bilenler için elbette ibretler vardır.» (Er-Rum Sûresi, Âyet: 22).

İslâmiyet, «biyolojik ırk» gerçeğini kabul ve fakat «biyolojik ırkçılığı» red eder. İnsanlar, farklı renk ve yapıda ve fakat bir tek köktendirler.

                                                                   S.Ahmet ERVASİ

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol