DURDURUN !
Aynı dilden konuşun PKK kalleşine,
Dağların zirvesinde tankın, topun işi ne?
Özel tim ve komando takılsın bak peşine,
Ondan sonra görelim kim kimi kırdıracak.
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Ama batı bozarmış ağzınızın tadını,
Bozmuş zaten bırakın şu batının adını,
Yahu vatan gidiyor batının avradını,
Batı elbet ipe un serecek, serdirecek.
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Amerika, Avrupa körüklüyor bak işte,
İran, Irak, Suriye hepsi aynı bok işte,
Müslüman Türk’ün dostu yok gardaşım yok işte
Düşmanın vazifesi kıracak, kırdıracak,
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Haydi bunlar dışardan, bir de bunun içi var.
Sayın bakın mecliste PKK’nın kaçı var.
Biri kancık, bildiğim en az yirmi piçi var.
Çıldıracak gibiyim vallahi çıldıracak.
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Hele bir vekil var ki; devlet maaş veriyor,
Gardaşı da dağlarda Türk askeri vuruyor.
Vekilimiz olan da zevkten bıyık buruyor.
Bu kafada gidersek daha çok vurduracak.
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Meclis Türk’ün, girmişler, Türk’ü de kovuyorlar,
Ne biz Türk’üz diyorlar, ne Türk’ü seviyorlar,
Milletin meclisinden, millete sövüyorlar,
Bu meclis bu itleri, ne kadar ürdürecek
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak
Dikkat edin milletin ayranı kabarmasın,
Temennimiz netice şu noktaya varmasın;
Kehanete lüzum yok eğer bu kan durmasın,
Bu defteri bu millet kendisi dürdürecek.
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Türk Milleti bu işe el korsa arkadaşlar,
Ne Tendürek Dağı’ndan ne de Cudi’den başlar,
Millet önce meclisi, önce sizleri haşlar.
Tutumunuz bu işi kötüye vardıracak.
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Kürdü. Lazı, Çerkezi, bir ağacın dalları,
Bu ağacın adı Türk, daha çoktur kolları.
Ağaca balta vuran Ermeni’nin dölleri.
Kürt ARİF’in gardaşı, bu gardaşlık duracak.
Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Ozan Arif
-------------------------------------------------------------
HEPİMİZ MEHMETİZ
Bugün Cumhuriyet Bayramı
Bütün dünya atalarımın hayranı
Düşmanla sarılmışken ülkemin her yanı
Birlik ile geçilmiş zorluklardan
Bu bayramı hüzünle kutlarken
Ne mutlu Türküm diyene derken
Analarımız askerim diye inlerken
Birlik ile geçilecek zorluklardan
Ülkemi içten yıkmaya çalışanlar
Mehmetçiğimin canına kıyanlar
Oturdukları dalı çatır çatır kıranlar
Birlik ile geçilecek zorluklardan
Biz hepimiz birer mehmetiz
Bırakılsak ta öksüz ve yetim
Çok çabuk, çok hızlı büyüyeceğiz
Birlikle beraberlikle hakkınızdan geleceğiz.
Nimet GÖZEGER
----------------------------------
EY OĞUL, SON KALE BU VATAN BİZİM!..
Yiğitler can verir vatan uğruna
Köz düşer yüreğe sızlar yaralar
Onca saldırılar çarpar bağrına
Sanırsın surlarda "Ulubatlı" var
Doksanbeş yılının Haziranında
Tam onsekiz Mehmet Munzur
dağında
Daha gencecikken bahar çağında
Sanırsın gök ekin olmuş
tarumar
Ayın onbiridir, gecenin üçü
Saldırır yüzlerce gavurun piçi
Vatanı beklemek Mehmedin suçu
Sanırsın cezada kalem kıralar
Kahpe kurşunlara göğüs
germişler
Göz kırpmadan canlarını
vermişler
Gülen yüzle Hak divana ermişler
Sanırsın melekler arşta sıralar
Köz düşmüş onsekiz ocağa birden
Lokmalar taş olmuş, acı zehirden
Gözyaşı sel olmuş, kanlı nehirden
Sanırsın mahşere dönmüş
buralar
Rüyalarda şehit ıslak başlıdır
Çünkü Beyhan ana gözü yaşlıdır
Yusuf babanın da bağrı taşlıdır
Sanırsın tonlarca yükü saralar
Kader onca kurşun yazmış
üstüne
Cepken cüzdan delik dizmiş
üstüne
Kanlar Atatürk'ün sızmış üstüne
Sanırsın bayrağa dönmüş paralar
Ey oğul son kale bu vatan bizim
Onlarca kurşunla şu yatan bizim
Al bayrağı elde o tutan bizim
Sanırsın nöbette Kürşad kendi
var
--------------------------------------
Not: Bu şiiri; "Mehmetçik" programında izlediğim şehit Enver YORULMAZ'ın anası Beyhan ana ve babası Yusuf amcanın gururlu ve duygulu davranışları üzerine, tüm şehitlerimiz anısına yazdım. Hatırlanacağı üzere şehidimiz, harçlığı olan paraların tek kuruşunu bile harcayamamış; vücudundan akan kanlarla boyanan paralar albayrağa dönmüştü.
Aynı olayda (Kutuderesi-Ahpanoz vadisi-TUNCELİ)şehit olan onsekiz yiğidimizin isimleri:
Himmet ÖZBİLGİN (Defin yeri:Gölhisar-Doğum yeri:BURDUR)
M. Ali ÖZER (Gölhisar-BURDUR)
Mustafa AKYÜZ (Ereğli-KONYA)
İsmail DİNÇ (Tarsus-MERSİN)
Hakan ŞEKER (Havsa-EDİRNE)
H. Ali TEKİN (Yatağan-MUĞLA)
Mehmet KARA (UŞAK)
Mehmet SARI (Narıncalıpıtrak-MANİSA)
Ali BOZKURT (Akhisar-MANİSA)
Ali KIZILKAYA (Osmangazi-BURSA)
Hacı UZUN (SAKARYA-GİRESUN)
Turan AY (İnegöl-BURSA)
Mustafa BİLGİN (Gediz-KÜTAHYA)
Mustafa Kemal AKÇA (Tercan-ERZİNCAN)
Ali Paşa GÜNDÜZLÜ (Ulalar-ERZİNCAN)
Engin İNCE (İSTANBUL-ERZİNCAN)
Levent BİRBEN (Şile-İSTANBUL)
Enver YORULMAZ (İSTANBUL)
"Astsb. Çvş. Mustafa AKYÜZ, nişanlanmak için gittiği Konya'da, timinin elemanlarından birinin şehit olduğunu duyarduymaz, ailesinin bütün ısrarlarına rağmen nişanı bırakarak Tunceli'deki birliğine döner. Timinin başına geçerek, bir askerinin şehit olduğu operasyonun devamına katılır. Şehit olduğu gün, arazi arama taraması yaptığı sırada ayağını yılan sokar. Tabur komutanı, Mustafa AKYÜZ'e telsizle helikopter gönderilmesi için ısrar eder. Ancak Mustafa AKYÜZ, yılan sokmasına karşı aldığı serumla operasyona devam eder ve timinin başında çatışmada şehit olur."
"DOSTUN TOKADI UYANMA ŞANSI TANIR, DÜŞMANINKİ TANIMAZ"
-------------------------------------
Atatürk’ün Kurtuluş savaşı yıllarında çoğaltılarak savaşan askerlere ve halka dağıttırdığı şiiridir.
EY TÜRK VUR!…
Vur ey Türk, vatanın bakirlerine
Günahkar gömleği biçenleri vur;
Kemikten taslarla , şarap yerine
Şehitler kanını içenleri vur!…
***
Vur, Güzel aşıklar cenazesinden
Kırmızı meşaleler yakanları vur,
Şehvetin rakısına yetim sesinden,
Besteler,şarkılar yapanları vur!…
***
Vur , katlin o kızıl sabahlarıyla,
Vur zulmün o kanlı urganlarıyla,
Dünyaya ölümler ekenleri vur!…
Bir kavmi iplere çekenleri vur!…
***
Vur, etten kemikten saraylar kuran
O vahşi ruhları ezmek için vur,
Dört büyük rüzgara küller savuran
O hain elleri kesmek için vur!…
***
Vur, aşkın ve Hakkın zaferi için
Vur , senden bak dünya bunu istiyor,
Vur, yerde bak tarih senin seyircin,
Vur, gökte bak Allah sana “vur!” diyor.
***
Vur, senin darbenden çıkacak ateş,
İntikam isteyen bir milletindir,
Alnında doğacak kırmızı güneş,
O senin ilahi hürriyetindir!…
***
Vur ,katlin o kızıl sabahlarıyla,
Vur zulmün o kanlı urganlarıyla,
Dünyaya ölümler ekenleri vur!…
Bir kavmi iplere çekenleri vur!…
***
Vur, sende mukaddes hürriyet için
Dünyanın diktiği bayrak için vur,
Her dinin sevdiği adalet için,
Her yerde haykıran bir hak için vur!
***
Vur, çelik kolların kopana kadar,
Olanca aşkınla , kuvvetinle vur,
Son düşman, son gölge kalana kadar,
Olanca kininle, şiddetinle vur.
M. Emin YURDAKUL
NOT : Bu Şiir, Artık Okullarda ve Törenlerde Okutulmuyor…
-------------------------------------
YA ÖLÜM YA İSTİKLAL
Süngümü demir gibi ellerimle kavradım;
Şanlara, zaferlere yürüdüm adım adım.
Irkım doğu’dan koptu, dört bucakta savaştı.
Altay’dan attığım ok, Alp dağlarını aştı !
Her vahşi kaya tuttu; bir kartalın yasını,
Sildi mağrur kanatlar silahımın pasını,
Zulme karşı besledim ruhumda acı bir kin;
Asırlarca vuruştum yurdum ve hakkım için !
Yürüdüğüm izlere eğil de hürmetle bak:
Ecdadımın kanıyla yoğrulmuştur bu toprak !
Yurdumu çiğneyenin saçından süzülen kan,
Kulağında küpedir yakut damlalarından.
Kalsa sınırlarımda bir tek kol, tek bir bilek;
Tarih onu bir kılıç kabzasında görecek !
Adımın biri Oğuz, biri Mustafa Kemal,
Irkımın istediği: Ya ölüm ya istiklal…