KURT YAVRUSU
  BAŞBUĞ ATATÜRK'ÜN SOYU
 


ein Bild

Atatürk'ün Soyunu anlatan belgesel bağlantıları (tıkla izle)

Bölüm 1

http://www.youtube.com/watch?v=6oghZWeDfL0

Atatürk'ün Soyu 2. bölüm

http://www.youtube.com/watch?v=SjSkMvqjYhY

Atatürk'ün Soyu Belgeseli Son Bölüm

http://www.youtube.com/watch?v=BD81yB7rmgg

BAŞBUĞ ATATÜRK'ÜN SOYU(KIZIL OĞUZ-KOCACIK YÖRÜKLERİ)

 

Başbuğ Atatürk'ün soyuyla ilgili, elimizdeki en sağlam bilgiler; öncelikle kendisinin,
annesinin, kardeşi Makbule Hanım'ın anlattıkları, ikinci olarak da kendisini ve ailesini
tanıyan Hacı Mehmet Somer gibi Başbuğ Atatürk'ün kimi çocukluk arkadaşlarının verdiği bilgilerdir.
Başbuğ Atatürk de dahil aile bireylerinin tümünde güçlü bir "Yörük, Türkmen olma" bilinci vardır:
Makbule Hanım, E.B. Şapolyo'nun sorduğu "Babanız nerelidir?" sorusuna şu yanıtı
vermiştir: "Babam Ali Rıza Bey yerli olarak Selaniklidir. Kendileri Yörük Türk'ü soyundandır.
Annem her zaman Yörük Türk'ü olmakla övünürdü. Bir gün Atatürk'e "Yörük nedir?" diye
sordum. Ağabeyim de bana 'Yürüyen Türkler' dedi." Yine Şapolyo'nun Ruşen Eşref
Ünaydın'dan aktardığına göre, "Atatürk çok kez benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye
gelmiş Yörük Türkmenlerindendir" derlerdi.
Başbuğ Atatürk'ün baba soyuyla ilgili önemli bilgileri verenlerden biri de Başbuğ Atatürk'ün
Selanik'ten mahalle ve okul arkadaşı, eski milletvekillerinden Hacı Mehmet Somer Bey'dir.
Somer'e göre; "Atatürk'ün atalarına ilişkin benim bildiğim şunlar: Atatürk'ün ataları
Anadolu'dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık bucağına
yerleşmişlerdir. Bunları ben Selanik'in yaşlılarından duymuştum. Kocacıkların hepsi öz
Türkçe konuşurlar. İri yapılı adamlardır. Bunların hepsi yörüktür. Hayvancılıkla geçinirler,
sürüleri vardır. Bir kısmı da kerestecilik ederler. Bunların giysileri Anadolu Türklerine
benzer. Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır."
Başbuğ Atatürk'ün babasını ve büyükbabası "Kızıl Hafız Ahmet"i tanıyan eski Aydın
Milletvekili Tahsin San Bey ve Eski Genel Müfettiş ve Milletvekili Tahsin Uzer'den Kılıç Ali'nin
ve Tahsin San Bey'den E.B. Şapolyo'nun aktardığı bilgiler de Başbuğ Atatürk'ün baba soyunun
"Anadolu'dan Rumeli'ye geçmiş olan Yörüklerden" olduğunu göstermektedir.
Başbuğ Atatürk'ün baba soyu, Konya/Karaman'dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala
Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşti. Aile sonradan Selanik'e göçtü. Başbuğ Atatürk'ün büyükbabası
Ahmet ve onun kardeşi Hafız Mehmet'in taşıdığı "kızıl" lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı
olan "Kocacık"ın da gösterdiği üzere; Başbuğ Atatürk'ün baba tarafından soyu Anadolu'nun
da Türkleşmesinde önemli roller oynayan "Kızıl-Oğuz" öbür adıyla da "Kocacık Yörükleri
Türkmenleri"nden gelmektedir.
Bugün nüfusu yaklaşık 2.100.000 olan Makedonya Cumhuriyeti içerisinde bir
kısmı hâlâ konar-göçer yaşamı sürdüren Yörüklerle birlikte yaklaşık 200.000 dolayında Türk
yaşamaktadır. Makedonya'nın her yanında dağınık olarak yaşayan Türklerin en yoğun
olarak bulundukları yerler, Gostivar ve Üsküp gibi kentleriyle Makedonya'nın batısıdır. Bu
kentlerden başka Kalkandelen, Ohri, Struga ve Debre, Jupa; Makedonya'nın doğusundaysa
Manastır, Pirlepe, İştip, Ustrumca ve Kanatlar önemli Türk yerleşim birimleridir.
Sofya Bilimkenti (üniversitesi) profesörlerinden J. İvanof 1920'de Paris'te
yayımlanan yapıtında, Türklerin Makedonya'ya yerleşimlerine ilişkin şu bilgileri
vermektedir: "Türkler, 14. yüzyıldan itibaren ve Çirmen zaferinin ardından Makedonya'ya
yerleşmeye başladırlar. Üsküp, Pirlepe, Köstendil, Drama gibi kentler bir ara tümüyle
Türklerin yaşadığı kentler olur. Türk ordusunun fethettiği stratejik noktalar çevresinde hızla
Türk kasabaları oluşturulur. Bunlar Anadolu'dan göçen Türklerdir. Göçen Türklerden kurulu
yepyeni kentler oluşur : Yenice, Vardar.
Kentlerdeki Türk nüfusu zamanla karışık bir manzara sergiler. Fethin ardından,
Hıristiyan yerliler islam dinini benimserler. Hemen fetihten sonra göçmüş temiz Türk
topluluğu çevresinde toplanarlar. Kentlerin dışında köyler çevresinde de Türk toplulukları
oluşur. Bunlar Anadolu'dan göçmüş büyük kümelerdir. Onlara Yörük ve Konyar adını
vermelerinin nedeni bu göçmenlerin Konya'dan gelmiş olmalarıdır. Yörükler ve Konyarlar
Türkler gibi giyinip konuşan yerlilere (islam'ı benimseyen Hıristiyanlara) karışmazlar. Bu
Türk göçmen toplulukları üç büyük küme durumundadır :
1. Ege Denizi Kıyı Bölgesi: Rodoplardan denize dek iner. Selanik bölgesi dahil buraları
tümüyle Türk'tür.
2. Sarıgöl Bölgesi: Burada Sarıgöl (Kayalar) Cuma gibi varsıl (zengin) Türk kasabaları
vardır. Bu bölgelerdeki köylerin sayısı 130'dur.
3. Vardar Bölgesi: 240 Türk kasaba ve köyü vardır. Vardar ırmağının genellikle doğu
kıyılarındadır.
Bu üç büyük göç kümesinden başka, daha ufak göç kümeleri de vardır ve bunlarsa
dağınık yerleşmişlerdir : Vardar ırmağının aşağı kesimlerinde, Maya Dağı dolayındakiler, -
Manastır Ovası'nda Kanatlı'da oturanlar, -Debre güneyinde, Kara Drin ırmağı geçitlerini
tutanlar.
işte Başbuğ Atatürk'ün dedelerinin Anadolu'dan gelerek yerleştikleri Osmanlı Devleti
Döneminde Manastır iline bağlı dört sancaktan biri olan "Debre-i Bala"nın merkezi, bugün
Makedonya'nın batısındaki Debre kentidir. Babası Ali Rıza Bey'in doğduğu "Kocacık" bucağı
şimdi Jupa Bölgesi'nde yine aynı adla anılan bir köydür. Köyde şu anda Jupa Bölgesi Türk
çocuklarının Türkçe eğitim gördükleri Necati Zekeriya Merkez ilkokulu adında bir okul da
bulunmaktadır. Gazeteci Altan Araslı 1933 yılında Kocacık Köyü'ne giderek, burada
Başbuğ Atatürk'ün büyükbabasının evini bulmuştur. "Başbuğ Atatürk'ün Büyükbabasının Evini Bulduk.
Atamız Yörük Türkmeni" başlığıyla verilen haberde, Kocacıklılarla yapılan konuşmalar da
göstermektedir ki Başbuğ Atatürk'ün baba soyuna ilişkin aktarılanlar doğrudur ve bunlar köydeki
yaşlı insanlarca da anlatılmaktadır. Ayrıca, bugün yaşayan Kocacık köylülerinde de "Yörük,
Türkmen ve Oğuz olma bilinci" vardır.
Araslı'nın Üsküp'te görüştüğü Kocacıklı Numan Kartal anlatıyor: "Ali Rıza Bey,
Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık'ta dünyaya geldi. Kocacık'ın nüfusu
tümüyle Türk. Hepsi de Yörük Türkmenleri. Anadolu'dan geldiler. Bizler, Müslüman
Oğuzların Türkmen boyundayız. Atatürk'ün büyükbabası, iskodyalılar ailesinden,
babaannesi ise Golalar ailesinden gelmektedir. iskodyalılar, iskodya'dan, Kocacık'a gelip
yerleşen akıncı Türklerinin adıdır. Golalar ise "sınır gazileri" anlamını taşımaktadır. Dedesi,
Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nden, babaannesi ise Yukar_ Mahallesi'ndendir. Ayşe Hanım, Taşlı
Mahallesi'ne gelin gelmiştir. Kızıl Hafız Mehmet Bey, Çınarlı Mahallesi'nde ilkokul
öğretmenliği yapmış, Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nin üst yanında bir yokuş vardır. Önünde
küçük bir derecik akar. Bu nedenle oraya Dere Mahallesi de denir. işte Ata'nın
büyükbabasının evi oradaydı. Kocacık'tan temelli göçtükleri zaman, evlerini Etem Malik'lere
satmışlar. Malik'in oğlu Hayrettin izmit'te oturmaktaydı."
Yine Üsküp'te yaşayan Kocacıklılardan Murat Ağa, Altan Araslı'ya şu bilgileri
vermiştir: "Atatürk'ün büyükbabasının adı Kızıl Hafız Ahmet Bey'dir. Lakapları böyle. Ama,
asıl hafız olan kardeşi Mehmet Bey'dir. Babaannesinin adı da Ayşe Hanım'dır. Daha
sonralar_ Ahmet Bey'e 'firari' denmeye başlamış. Firari, Rumeli'de 'gurbetçi', 'gurbete çıkan'
anlamına gelmektedir. Yalnız, Selanik'te olan bir olayla da bağlantılıdır. Kocacık'ın toprağı
verimli değildir. Olanakları da kısıtlıdır. Bu nedenle, Ahmet Bey, Yukar_ Mahalle'den
Feyzullah Pehlivan ve Taşlı Mahallesi'nden Fazlı Ağa ile birlikte Selanik'e çalışmaya
gitmişler.
Araslı'nın Üsküp'te görüştüğü bir başkası da Kocacık'ın Yukarı Mahallesinden,
Dolaklar Ailesinden, Behlül ve Hatice kızı Maksude Yıldız'dır. Maksude Yıldız anlatıyor:
"Harekat Ordusu'nun istanbul'a yürüyüşü bütün Balkanlar'da heyecan yaratmıştı. Harekat
Ordusu en güncel konuydu. Mensupları da ünlü olmuştu. Şevket Paşa'nın yaverinin
Kocacıklı olduğunu öğrendik. Kimdir, neyin nesidir derken, Kızıl Hafız Ahmet Bey'in torunu,
Ali Rıza'nın oğlu Mustafa Kemal olduğunu söylediler."
Gazeteci Altan Araslı, Üsküp'teki Kocacıklılar'dan bu bilgileri aldıktan sonra, Birlik
Gazetesi (Üsküp'teki Türklerin yayınladıkları gazete) 'nden Remzi Canova'yla birlikte
Rumeli'nin ünlü Kaz Dağları'nı, Maya Dağları'nı tırmana tırmana sarp bir dağ köyü olan
Kocacık'a dört saatlik bir araba yolculuğundan sonra ulaşıyorlar. Burada kendilerine
köylülerden İsmail Yahya, Başbuğ Atatürk'ün büyükbabasının evini gösteriyor. Onlar geçmişi
konuşurlarken gelen yaşlı bir nine söze giriyor ve "Evladım doğrudur, onların eviydi."
diyerek İsmail Yahya'nın sözlerini onaylıyor!
Başbuğ Atatürk'ün baba soyu Konya/Karaman'dan göçürülerek Makedonya'ya
getirilmiştir. Manastır iline bağlı Debre-i Bala Sancağı'nın Kocacık bucağına yerleşen aile
köyden ilk ayrılanlardan olmuş ve 1830'larda Selanik'e göçmüştür. Başbuğ Atatürk'ün babası Ali
Rıza Bey burada 1839'da dünyaya gelmiştir. Ali Rıza Bey'in babası Kızıl Hafız Ahmet Bey'dir.
Kızıl Hafız Ahmet Bey'in Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey ve Nimeti Hanım adında iki kardeşi
vardır. Başbuğ Atatürk'ün baba soyu, büyük amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey tarafından
sürerek günümüze dek ulaşmıştır.
Hafız Mehmet Emin Bey'in oğlu Salih Bey ile Salih Bey'in ikinci eşi Müberra
Hanım'dan süren aile, torunlarla yedinci kuşağa ulaşmış bulunuyor. Belgelerden Başbuğ Atatürk'ün
Müberra Hanım'a "Yenge" dediğini biliyoruz. Bunların beş çocuğundan biri olan Necati
Erbatur, 28 Eylül 1927'de Dolmabahçe Sarayı'nda nişanlanmış; öbür çocukları Vüsat
Erbatur'un kızı Nesrin hanım ile Feridun Söğütlügil'in nikahları 2 Ekim 1937'de Park Otel'de
yapılmış ve Başbuğ Atatürk bu nikah törenine katılmıştır.

<p class="\"MsoNormal\"" style=""MARGIN: "> 

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol