KURT YAVRUSU
  GÜNLÜK KONU ARŞİVİ - 7
 

"Türk Birliği'ne inanıyorum."     Atatürk


Türk Birliği'nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi, dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği'ne açacak. 
Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek." 
Mustafa Kemal Atatürk

 

Türkçe konuşan ülke ve 
toplulukların liderleri, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de toplandı.  


30 ülkeden temsilcilerin katılımıyla yapılan iki günlük Türk Dünyası Kongresi'nin açılışını Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptı.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat temsil etti.

"Türk Devletler ve Toplulukları, Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kongresi” ilk kez Türkiye dışında yapılıyor.  

Kongre'ye, bağımsız Türk devletleri dahil; Kosova, Yunanistan ve Afganistan'dan Türkler; Irak Türkmenleri, Çerkezler, Nogaylar; Uygur, Çuvaş ve Gagavuz Türkleri; Altay, Tataristan,Dağıstan, Başkurdistan, Karaçay ve Kırım gibi pek çok bölgeden temsilci katıldı.
 
Türk dünyasının ortak tarihi yeniden yazılsın

  

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aliyev ve Türkeş’i Türkiye-Azerbaycan arasındaki ebedi kardeşlik bağlarının mimarları olarak anarken, Türk dünyasına şöyle seslendi: Ortak tarihimiz ders kitabı olarak okutulsun. Türk dili konuşan ülkeler devlet başkanları zirvesinin daimi sekretaryası kurulsun


BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türk dünyasının kardeşliğinin köklerini tarihi, kültürel ve insani bağlardan aldığını belirtirken, bugünkü dünyada başarının yakalanması için işbirliğinin şart olduğunu söyyledi. Erdoğan, ‘Biz dayanışma içinde olmazsak halimiz ne olur? Lime lime ederler’ dedi.
 
Başbakan Erdoğan, Çek Cumhuriyeti’ndeki temaslarının ardından Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye geçti. 11. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’nın açılışında konuşan Erdoğan, birlik ver beraberlik mesajları verdi. Türk dünyasına seslenen Erdoğan, ‘Kaçırdığımız fırsatları telafi ederek, yeni bir diriliş meşalesi yakmalıyız’ dedi.



DAİMİ SEKRETERYA ÖNERİSİ

BU çerçevede bir birlikteliği sağlama yolunda yapılacak çalışmalara ağırlık verilmesini isteyen Erdoğan, ‘Ortak tarihimizin yeniden yazılması ve bu müşterek tarihin ders kitabı olarak okutulması önemle üzerinde durulması gereken bir konudur’ diye konuştu. Bu amaçla Türk dili konuşan ülkeler devlet başkanları zirvesinin daimi sekreteryasının kurulmasını teklif eden Erdoğan, bu konuda çaba gösterilmesini istedi. ‘Ortaya koyduğu vizyonun gerçekleşmesinin Türk dünyasının elinde olduğunu’ vurgulayan Erdoğan, ‘Bunu yapabilme gücümüzün birikimimizin, yeteneğimizin ve daha önemlisi irademizin bulunduğundan eminim’ dedi.
 



Türkçe Konuşan Devletler Topluluğu

BAŞBAKAN Erdoğan, geçen yıl düzenlenen Türk dünyası kurultayında, uluslararası platformlarda daha fazla etkinlik sağlamak amacıyla Türkçe konuşan devletler topluluğu kurulmasını önermişti. 

AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI ALİYEV: GÜCÜMÜZ BİRLİK OLMAMIZDADIR, BİRLİK OLMAMIZ DA GELECEĞİMİZ İÇİN ÖNCELİKLİ KOŞULDUR 



Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ''Azerbaycan ile Türkiye'nin yıldan yıla güçlenen ekonomisi tüm Türk Dünyasını güçlendirecek. Bunun için yeteri kadar servetimiz ve tabii kaynaklarımız var'' dedi.
 


Ermenistan’a uyarı

Başbakan Erdoğan, Karabağ sorununa değinirken sert çıktı: Ermenistan hukuka ve insan haklarına uymayan haksız işgale derhal son vermelidir

gul_aliyev
BAŞBAKAN Erdoğan konuşmasında Kıbrıs ve Karabağ sorununa da değindi. ‘Karabağ hepimizin kanayan yarasıdır’ diyen Erdoğan, ‘Ermenistan evrensel değerlere, temel insan haklarına, komşuluk ilişkilerine, hiçbir hukuk kaidesine uymayan bu kabul edilemez tutuma ve haksız işgale derhal son vermelidir’ dedi. Yaklaşık 1 milyon Azerbaycanlı’nın kendi ülkesinde mülteci durumuna düşürüldüğünü belirten Erdoğan, şöyle konuştu: Bölgemizde barışın hakim olabilmesi için temel şartlardan biri Ermenistan’ın bu işgale son vermesi, uluslararası toplumun çağrılarına uymasıdır. ABD, Fransa ve Rusya’nın oluşturduğu üçlü zirve var. Peki şu ana kadar verilmiş olumlu bir karar var mı? Yok. Hep oyalama taktiği.’ KKTC’nin yıllardır verdiği mücadeleye de dikkat çeken Erdoğan, Türk tarafının tüm iyi niyetine rağmen sonuç alınamadığını hatırlattı. Erdoğan, ekledi: ‘Bize sözler vermişlerdir. Sene 2004 Nisan ayı... Ve demişlerdir ki, ‘bundan olumlu bir netice çıkarın, gerisine karışmayın.’ KKTC halkı bu vaade uymuştur, olumlu bir netice çıkarmıştır. Samimiyet testinde sınıfta kaldılar.’ 

 

 

"REKABET YERİNE İŞBİRLİĞİ YAPALIM "

Avrasya bölgesindeki zengin yer altı kaynaklarının önemine işret eden Başbakan Erdoğan :" Avrasya'nın zenginlikleri konusunda rekabet yerine işbiriliği yaparsak hepimizin yarına olur. Bu konuda Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler örnek sayılacak düzeyde. Bakü -Tiflis-Ceyhan projesi hayata geçirildi. Bakü- Tiflis- Kars demiryolu projesinin de hayata geçirilmesi için çalışmalar devam ediyor. Bu gelişmeler batı ile doğuyu biri birini yakınlaştıracaktır. Bu projeleri bütün kardeş haklara kadar yaymamız gerekir. dedi


KKTC: Türk Dünyasının Desteğine Sahibiz

Kongre'de bir konuşma yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet 
Ali Talat, Kıbrıs Türk toplumunun bütün açılımlarının Rum Kesimi tarafından engellenmeye çalışıldığını, Rum Kesiminin "şantaj uyguladığını" ve Kuzey Kıbrıs'la ilişki kurmaya çalışan ülkelere baskı uygulandığını belirtti.  

Talat, 2004 yılında Annan Planı'na destek vererek Kıbrıslı Türklerin büyük bir fedakarlık yaptığını; büyük zorlukları göze aldığını söyeldi.

Yıllardır büyük zorluklar yaşadıklarını söyleyen, Mehmet Ali Talat, Türk dünyasından gelen desteğe güvendiklerini kaydetti: "Kıbrıslı Türkler olarak herhangi bir endişeye sahip değiliz.  Türk dünyasının desteğini bugüne kadar aldığımız gibi, bundan sonra da almaya devam edeceğimizden eminiz. Türk dünyasının bütünleşmesi, gücünü birayara toplaması, koordine olması, bize daha fazla yansıyacaktır. Bunun farkındayız, bilincindeyiz.  100 milyonluk bir dünyanın bize vereceği desteğin, sorunlarımızı çözecek en önemli destek olduğunun bilincindeyiz."
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransızca, İngilizce, İspanyolca konuşan ülkelerin zaman zaman bir araya geldikleri gibi Türkçe konuşan ülkelerin de benzer şekilde bir araya gelmesi gerektiğini beyan etti. Erdoğan, "Bu çerçevede ortak tarihimiz, üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu vurgulamak isterim.Türk Dili konuşan ülkelerin daimi bir sekreteryasının kurulmasını öneriyorum. Sekreterya düzenli çalışmalarıyla bu tür kurultayları organize edecek. " şeklinde konuştu. 


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kurultayda alınacak kararların siyasileri yönlendirmesi açısından önemli olduğunu da ayrıca dile getirdi.
Bu arada kurultayın açılış konuşmasını yapan Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev ise "11. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı'na ev sahipliğini yapmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Azeri lider konuşmasında Türk Dünyası arasındaki dayanışmanın geliştirilmesine vurgu yaptı.

Başbakan Erdoğan'dan sonra bir konuşma yapan KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ise kurultaydan Kıbrıs davası için destek istedi. Talat, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Avrupa Birliği'ni de yanına alarak kendisinin Ada'nın tek hakimi göstermeye çalıştığını dile getirdi.
 18.11.2007

 

 



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bakü'de Türk Kafkas Üniversitesi'nde
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Çağ Öğretim İşletmeleri Şirketi tarafından kurulan Kafkas Üniversitesi'nin yeni eğitim binalarının temelini attı.

Aliyev, 11. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Türk dünyasının işbirliği içinde olması gerektiğine işaret ederek, ''ortak sorunların çözümü ve ortak amaçlara ulaşmak için Türk devletleri ve toplulukları arasındaki ilişkilerin güçlenmesinin önemli olduğunu'' kaydetti.

Türk devletleri arasındaki mevcut bağların güçlendirilmesi için gerekli her tür imkanın bulunduğunu dile getiren Aliyev, ''Türk devletleri imkanlarını birleştirerek, daha güçlü devletlere dönüşmelidir'' şeklinde konuştu.
 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bakü'de Türk Kafkas Üniversitesi'nde


TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER


Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dostluk, kardeşlik ve sevgi üzerine kurulduğunu söyleyen Aliyev, iki ülke arasında mevcut olan bu birliğin diğer Türk devletlerini de olumlu yönde etkilediğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Aliyev, Azerbaycan'ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana Türkiye'nin her zaman Azerbaycan'ı desteklediğini belirterek, ''Türkiye gibi büyük bir devletin desteğinin kendileri için çok önemli olduğunu'' kaydetti.

İki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda başarıyla geliştiğini anlatan Aliyev, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum gaz boru hattı projeleri gibi büyük projelere imza attıklarını ve bununla enerji güvenliğini sağladıklarını belirterek, ''Kardeş Türkiye bizim enerji kaynaklarımızın dünya pazarına çıkmasını sağladı ve tüm kardeş ülkeler bundan yararlanabilir'' diye konuştu.

Aliyev, iki ülke diasporaları arasındaki işbirliğinin de giderek güçlendiğini ve iki ülkeye karşı yürütülen temelsiz propagandalara karşı ortak mücadele verdiklerini anlattı.

Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ ve 1915 olaylarına da değinen Aliyev, ''Ermenilerin tüm dünyaya iddialarını kabul ettirmeye çalıştıklarını, ancak bu iddiaların doğru olmadığını, aslında Ermenilerin Türklere karşı soykırım yaptığını'' söyledi. 

                                        

Azerbaycan ile Türkiye'nin yüzlerce yıl Ermenilerin düşmanca siyasetiyle karşı karşıya kaldığına işaret eden Aliyev, ''Ermenileri her zaman büyük devletlerin bazı ikiyüzlü siyasetçileri savunuyor. Buna karşı mücadele etmek, birliğimizin geleceği için büyük önem taşıyor. Bizim gücümüz birlik olmamızdadır, birlik olmamız da geleceğimiz için öncelikli koşuldur'' dedi.

Karabağ ile ilgili sorunun barışçı yollarla çözülmesi için sürdürülen görüşmelerin yaklaşık 13 yıldır devam ettiğini ve olumlu bir sonuç elde edemediklerini belirten Aliyev, bu durumda başka yollara başvurmak zorunda kaldıklarını kaydetti.

Aliyev, dünyanın Karabağ konusunda duyarsız kaldığını ifade ederek, ''Türk devletlerinin Ermeni yalanlarına karşı kendi gerçeklerini ortaya koyması ve Azerbaycan'ın haklı konumunu desteklemesi gerektiğini'' kaydetti.

kirimbayragi
Kırım
 


-----------------------------------------------------------------------------

İŞTE BİR SKANDAL DAHA !!!

EĞER AŞAĞIDAKİ HABER DOĞRU İSE ; NEDEN TÜRK HALKININ DUYGULARINI İSTİSMAR EDEREK RESİMDEKİ KİŞİLERİ “KAHRAMAN” OLARAK GÖSTERDİLER?

EĞER AŞAĞIDAKİ HABER, BİR KARGAŞA YARATMAK VE BUGÜNE KADAR TÜRK HALKINA TANITILAN TÜM  KAHRAMANLARIMIZDAN ŞÜPHE UYANDIRMAK İÇİN YAPILMIŞ BİR GİRİŞİM İSE ;

HUKUK GEREĞİNİ YAPSIN !

 

LANET OLSUN, “TÜRKLÜK” VE “ATATÜRK” ÜZERİNDEN İSTİSMAR YAPANLARA !

 

ŞURASI UNUTULMASIN ! “TÜRKLÜK” BİR ATEŞTİR. HEM DE SÖNMEYEN , SÖNMEYECEK BİR ATEŞ… TÜM ENGELLERİ YAKACAK KADAR DA GÜÇLÜDÜR.

 

BU ATEŞİ İYİ DEĞERLENDİRİRSEN UYGAR,

DEĞERLENDİREMEZSEN BARBAR OLURSUN…

 

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !

NE MUTLU TÜRK OLARAK YAŞAYANA !

 

Yılmaz KARAHAN www.yenidenergenekon.com 



Çanakkale şehitleri fotoğrafının sırrı

"Çanakkale Kahramanları" fotoğrafı aslında nerede çekildi? Fotoğrafın sırrı ne? İşte yanıtı...

29.11.2007 18:01

Bolu'da müteahhitlik yapan Seyran Bayseç, "Çanakkale Kahramanları" fotoğrafında yer alan İbrahim Bayseç'in babası olduğunu, ancak fotoğrafın Çanakkale'de değil, Çiğli'de çekildiğini söyledi.

Bolu'da müteahhitlik yapan 65 yaşındaki Seyran Bayseç, Çanakkale Kahramanları fotoğrafında yer alan uzun boylu kişinin babası olduğunu ve fotoğrafın 1944 yılında İzmir Çiğli Hava Üssünde Almanlar tarafından çekildiğini belirtti.
Köylerine 1944 yılında demir yolu yapmak için bir Alman firmasının geldiğini ve köyde iki ay kaldıklarını ifade eden Seyran Bayseç, "Firma köyümüze 1944 yılında Bolu Dağı'ndan tren hattı geçirmek için gelmiş. Firma Bolu Dağı'ndan tren hattı geçmeyeceğini görünce köyde, 'bizim iş yerimiz var çalışmak isteyen varsa bizimle geldin' demişler. Babamlarla birlikte 12 kişi İzmir'e çalışmak için gitmiş. İzmir'den işten ayrılırken bu fotoğrafı o firmada çalışan bir Alman vatandaşı çekmiş. Bu fotoğraflar ortaya çıkınca fotoğraftakinin babam olduğunu gördüm. Bu fotoğrafta yer alan kişinin babam olduğunu tüm köylü biliyor. Babamın yanında bulunan kişi de komşumuz Niyazi Yıldırım'' dedi.

Fotoğrafta yer alan babasının üzerindekilerinin asker elbisesi değil işçi elbisesi olduğunu da söyleyen Bayseç, "Üzerlerindeki, orada verilen işçi elbiseleri. Fotoğraf 1944 tarihinde çekildi. Babam bu fotoğraf çektirildiğinde 18-19 yaşındaydı. Babam 1.5 yıl sonra askere gitti. Siirt'te jandarma olarak askerliğini yaptı. Genel Kurmay Başkanlığına babamla ilgili yazı yazdım ve oradan bilgi almak istedim. Babam askerlik döneminde görterdiği başarılardan dolayı ödüllendirildi. Babamın aldığı ödül sayesinde ev yaptırdık. Ben bu fotoğrafı ilk gördüğümde babamı tanıdım. İnsan babasını tanımaz mı" diye konuştu.
Fotoğrafın Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Başbakan'a karşı kullanıldığını ifade eden Seyran Bayseç, "Ben fotoğrafla ilgili olarak CHP'ye de şikayette bulundum. Oradan bana fotoğrafı Alman arşivinden aldıklarını ve kullandıklarını söylediler. Ben de babamdan başka birini bulamadınız mı dedim. Konuyla ilgili olarak şikayetçi olmak istedim. Bana çok paran gider dediler. Ben de param olmadığı için şikayetçi olmadım. Bu fotoğrafla halkı aldatıyorlar. Ben babamın değil, dedemin Çanakkale harbinde olduğunu bildiğim için halkı uyarmaya çalışıyorum. Bu fotoğraf savaşta değil, İzmir Çiğli Havalaanında çekilmiştir" şeklinde konuştu.
Seyran Bayseç, annesi ile babasının gençlik yıllarında çektirdiği siyah beyaz fotoğrafı da göstererek, fotoğraftaki kişinin babası olduğunu kanıtlıyor.

İHA

 

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol