SİZİN ANLADIĞINIZ DEMOKRASİ BUYSA, BEN DEMOKRAT FİLAN DEĞİLİM !
KATİL- TERÖR örgütü PKK üyesi olduğu için Gebze Cezaevi'nde utuklu bulunduğu sırada milletvekili seçilerek Meclis'e giren DTP'li Sebahat Tuncel, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan dâhil tüm teröristlerin elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmasını sağlayacak Siyasi Af talebinde bulunmuş.. bak sen kahbeye...
Tuncel Hanım bu açıklamayı "demokrasi adına yaptığını da ifade etmiş ! bak sen...
Ülkemizde, bir yerleri gücendirmeyelim felsefesiyle; Ülkeyi parçalamak, laik Cumhuriyet'i yıkmak isteyen şeriatçılara, bölücülere göz yumuluyor,... "Demokratikleşme" adı altında tavizler veriliyor...
Şeriatçılar, Atatürk'e, Cumhuriyet'e sövüyor, laikliğe küfrediyor, din devleti istiyor...
Bölücüler ; "Apo'ya özgürlük" diye yürüyüş yapıyor, slogan atıyorlar......
Kürtçü gruplar, "Federasyon isteriz" diye Devlete baş kaldırıyor... isyan ediyorlar..)
Güvenlik Güçlerimize hergün haince saldırılar yapılıyor.
Sonuçta, Türkiye, bir iç savaş ortamına sürüklenmek isteniyor.
Anlayacağınız Bizi Parçalanmak istiyorlar..
Bölücü, ayrılıkçı teröristlerin azgın eylemlerine karşı ne düşünüyorsunuz? Diyen gazetecilere; Bizim "RTE" Recep Tayyib Erdoğan, " Özgürlüklerinden ve demokrasiden taviz veremeyiz" diye cevap veriyor,.... Günlük hayatta, huzur ve güvenliğimizi bozan işleri yapanlar da, Demokratik hak ve özgürlüklerini mi kullanıyorlar?
Kadını tepeden tırnağa kapatacaksın... diyerlerine orosbu, muamelesi yapacaksın...!! orduya söveceksin... Nedir bunun adı? "demokrasi ! yürü - len...
Bu ülkede, hak ve özgürlükler, Türklere başka, Kürtlere başka mı uygulanıyor?" "Kürtlerin (PKK'nın) "İnsan Hakları" var da, onların acımasızca, öldürdükleri, 35 bin insanın "YAŞAMA HAKLARI" yok mu?
Bu hükümet, "demokrasi" diyerek, kendi emellerine ulaşmak için her şeyi yapacak.
Bu gözden kaçırılıyor....
Bunun altında Türban var, İslami motifler var.
Bütün bunlar demokrasinin gerekleri ise ve de...
Demokrasi Buysa, Ben Demokrat filan Değilim !
YERİM BEN SİZİN DEMOKRASİ ANLAYIŞINIZI ..
Dr.Hayrettin ERTEKİN
---------------------------------------------------
HANGİ ATATÜRKÇÜLÜK ?
“Büyük Davamız; En Uygar ve En Kalkınmış Millet Olarak, Varlığımızı Yükseltmektir.” M.K. ATATÜRK
Ülkemizde, 1980’li yıllar ve öncesin de sanki tüm vatandaşlarımız “Atatürkçü” idi…
Sağcısı, solcusu, kapitalisti…
Köylüsü, kasabalısı, kentlisi…
Yaşlısı, olgunu, genci…
Zengini, orta hallisi, fakiri…
Öğrencisi, öğretmeni, velisi…
Esnafı, memuru, işçisi…
Sanatçısı, sporcusu, gazetecisi…
Doğulusu, Batılısı, Kuzeylisi, Güneylisi…
“Atatürkçüyüm” veya “Kemalist’im” derdi… Ama bu Atatürkçülüklerin hiçbiri de birbirine benzemez ve fikri kavganın sanki temel sebebi gibi idi. Neden böyle olmuştur ?
1951 yılında yürürlüğe giren 5816 sayılı “Atatürk’ü Koruma Kanunu” ile başlamıştır bu çeşitli, Atatürkçülükler !
Her türlü izm’in savunucuları, Atatürk’ün düşünceleri ve söylevlerinden kendilerine uyan bazı sözlerini alarak 5816 sayılı yasaya karşı Maske yapmışlardır. Böylelikle yasal bir korunma zırhına bürünme ihtiyacını gidermişlerdir. Ancak, gerçek anlamda Atatürk’ü ve fikirlerini anlamak gibi bir eylemde bulunulmamış ve sosyal gruplar arasında ayrılıklar daha fazla giderek büyümüştür.
Bizim en büyük zaafımız, Atatürk’ü anlatamamak ve anlamamak olmuştur. Ama bir grup vardır ki; Sürekli, fırsat buldukları zaman ve mekanda Atatürk’ü tenkit edip, küfretmişlerdir. Yalan ve iftiralarla bezenmiş hikayeler, gerçekmiş gibi körpe dimağlara ve saf vatandaşlarımıza enjekte edilmiştir. Atatürk, Türklük ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı üzerine kurulmuş irticai fikirler engellenememiş, bilakis oy kaygısı yüzünden sağdaki ve soldaki partiler tarafından beslenmiştir…
Artık Yeter ! Bugüne kadar, Türk Halkını yöneten ve yönetmeye talip olan siyasiler hiç olmazsa bir kere olsun Atatürk’ün bu veciz sözünü anlasınlar “Hakikati Konuşmaktan Korkmayınız!” ve gereğini yapsınlar. Yapamayacaklarsa kıyak emekliliklerini yaşamak için çekilsinler !
Türk Milleti yaratılışı gereği “Teşkilatçıdır” Kesinlikle bu kaos ortamından Türklüğün şanına yakışır bir şekilde kadrolar çıkacaktır ve liderini de bulacaktır.Zira Biz Türkler, Atatürk’ün dediği gibi ; “Lüzumuna Kani Olduğumuz Bir İşi Yapmalıyız” Yaparız…Atatürk sömürücüsü ve istismarcıları ve düşmanlarını da yok ederiz…
Atatürk’ün Türk Milleti ve Devletinin, bağımsızlığının ilelebet kalması ve kalkınması için göstermiş olduğu gayret, şanlı bir destandır.
Atatürk çok sabırlı, planlı ve fırsatları iyi değerlendiren bir Liderdi. Bu özellik kesinlikle unutulmamalı. Atatürk’ü tam anlayabilmek için; Fikirlerini, söylemlerini ve icraatlarını bir bütün halinde değerlendirmek gerekir. Atatürkçü çizgide birlik oluşturulamadığı için, bu sıkıntılar çekiliyor.
Türkiye’nin sorunları vardır. Ancak bu sorunlar çözülemeyecek kadar zor değildir. Önemli olan dürüst, bilinçli ve inançlı kadroların iş başına gelmesidir. Türk Milletinin, cesareti ve çalışma azmi tüm sorunları yok eder. Korku ve endişe içerisinde yaşayanlar, hiçbir zaman başarılı olamaz.
Korkulacak tek bir şey vardır; “Öz Güveni Kaybetmek ! ve Aslını Unutmak!”
Atatürk’ün şu uyarısı her zaman hatırlanmalı ;
“Hafızasını Kaybeden Milletler, Yok Olmaya Mahkumdur.”
Yılmaz KARAHAN