KURT YAVRUSU
  GÜNLÜKKONU ARŞİVİ - 1
 
08/09/2007 ' de yayınlandı

MUSİBET

“Bir Musibet, Bin Nasihat tan İyidir.” (Atasözü)

 

         Ülkemizin içerisinde bulunduğu sosyal, siyasi ve ekonomik rahatsızlıkların temel nedeni, iyi ve yeterli bir eğitimin olmaması veya alınamaması vardır.

         Mustafa Kemal Atatürk’ün 15 yılda Türkiye’ye kazandırdıkları, 70 yılda cehalet ve ihanetle yok edilmek üzeredir.

 

         Kimliğimin, yüksekliği varmış ! Merak ettim, kimliğimin alt tarafında neler var diye ? Çünkü bize sürekli üstüne bakmamız  tavsiye ediliyor… Yoksa bu iş “Cambaza Bak” aldatmacısı mı

Kimliğimin hemen altında, “Söylesem Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil” diye bağıran ancak sesini duyuramayan, Türkçe konuşmaya çalışan Dilimi gördüm. Hani her 13 Mayıs tarihinde “Bugünden sonra divanda, dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka Dil kullanılmayacaktır.”  Karamanoğlu Mehmet Bey’in Fermanına istinaden kutladığımız Türkçe Dil Bayramını can çekişirken izledim. Artık, İsmail Gaspıralı’da veciz sözünü bir gözden geçirmeli …

“İşde, Fikirde, Dilde Birlik” mi ?  Nerde ?

 

         Dilimin hemen altında SOY umu, Türklüğümü gördüm… Tanrı Dağlarından, Ergenekon’dan Anadolu’ya, Ankara’ya doğru bir Bozkurt gibi Bilge Kağan’ın haykırışını duyuyorum ! “Ey TÜRK ! Üstte Mavi Gök Çökmedikçe, Altta Yağız Yer Delinmedikçe, Senin İlini ve Töreni Kim Bozabilir ?” Elbette “TÜRKÜM” diyemeyenler ve TÜRK gibi yaşayamayanlar…

 

         Soyumla birlikte “Kelime-i Tevhid” ile sürekli zikir eden Yüce Dinim İSLAMİYETİ müşahede ettim. Beni Ben yapan, Maneviyatımı Ruhumu hissettim. Dinim ve Dindaşlarım fitneden, hurafeden, sömürüden, cehaletten ve diyaloglardan kurtulmaya çalışıyor… Dinimin sesi olan Ayet ve Hadisler gerçek anlamı ile anlatılmıyor…”Haksızlık karşısında susan, Dilsiz Şeytandır.” Diyen Hz. Muhammed (S.A.V.)’e nazire yaparcasına, Zalimi ve Hırsızı destekleyen münafıklar çoğaldı. Hem de renkli sermayelerini güçlendirerek !

 

         Dinimin altında, artık “MAZİ” denilen Tarihimi gördüm. “Tarihi Çevir, Nal sesi Kısrak sesi…” ile çağ kapatmış, çağ açmış 5000 yıllık şanlı Tarihim çırpınıyor… Tekrar tarihe not düşmek istiyor, Türk’ün ismini unutanlara yeniden ezberletmek için… Ne yazık ki ; “Ne Mutlu Türküm Diyene” artık sorgulanmaya, Tarih yazan Mehmetçik de tahkir edilmeye başlandı…

         Tarihimin hemen yanında Kültürüm var. Edebiyatım, Sanatım, Musikim, Geleneklerim, Mutfağım ve Şahsiyetlerim “Orada Türk varsa bizi yaşasın ve yaşatsın ! Bizi inkar ederlerse yok olacaklar, soysuzlaşacaklar !” diye çığlık atan Kültürümün unsurları telaş içinde… Ama ne fayda, artık sokaklarda ve sandık başlarında bile Sam Amca’nın uşaklığını yapabilecek Coniler türüyor…

 

         En alt tarafta Ülküm var. Türklüğün İdealleri, geleceğinin planı, Türk Devleti ve Milletinin Yüce Mefkuresi !   Nedir bu Türklüğün Ülküsü ?

1 Kasım 1937 tarihinde Atatürk bu hedefi göstermiştir.

“Büyük Davamız; En Uygar, En Kalkınmış Millet Olarak Varlığımızı Yükseltmektir.” ATAM, artık Türklüğün varlığı hususunda araştırma komisyonları kuruluyor… Öz Vatanında öyle azınlıkmış ki (!) , “Kelaynak” kuşları gibi korunmaya alınması bile teklif edilebilir.

 

         Kimliğimin altında Dilimi, Soyumu, Dinimi, Tarihimi, Kültürümü ve Ülkümü gördüm ve dinledim. Efendim, kimliğimin üstünde neler mi var ?

1. Vatandaşlık bilinci var.

2. Mensubiyet duygusu var.

3. Menfaat Birlikteliği var.

 

         Bundan anlaşılacağı üzere Kimliğimin altında kalan unsurlar, Bir Milleti, Millet yapan özelliklerin doğal olanları var. Üst tarafında ise yapay olanları…

 

         Sosyologlara göre 2 türlü Millet tarifi vardır.

1-      Kültürel Millet : Dil, Soy, Din, Kültür, ve Tarih gibi birlikteliğin getirmiş olduğu düşüncenin ve hayat tarzının oluşturduğu cemiyetler.

Türk, Arap, Çin gibi milletlerin oluşturduğu yaratılmışlığın gereği doğallık.

2-   Siyasal Millet : Mensubiyet ve Menfaat birlikteliğine dayanan bir oluşumdur. A.B.D. bunun en iyi örneğidir. Bu toplumlar ekonomik çıkarlar üzerinden vatandaşlık duygusu taşırlar. Ferdiyetçilik ve şirket zihniyeti toplumu kontrol eder.

 

         Artık Küresel Güçlerin dayattığı her türlü tekliflere evet denildiği sürece yaşayacaksın… Atatürk’ün Türkiye’si  Küreselleşiyor ! ABD ve Avrupa da Atatürk olmadığına göre, Atatürk’ün resimleri ve ilkelerinin de kaldırılması uyum için şart haline dönüştü (!)

 

         Bir zamanlar “Bir Musibet” uyandırıcı olmuş. Günümüzde “Bin bir Musibet” fayda etmiyor.

 

ALLAH’IM  MİLLETİMİ  MÜNAFIKLARIN  ŞERRİNDEN KORU !

 

                                                      Yılmaz Karahan

-------------------------------------------------------------------

 09/09/2007 de Yayınlandı

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’NE

SALDIRMAK !

 

“ Askerlik dehasıyla, İnsanlık idealini Atatürk kadar nefsinde birleştirmiş bir Adam tanımıyorum.”  ( General Mac Arthur )

 

       Uzun bir zamandan beri, Türk Silahlı Kuvvetlerine sataşmak pirim yapar hale geldi.

                                                      

Bu isnat ve iftira senaryolarının bir tek amacı vardır. O da ; Atatürk ve Türk Milletinin çelikleşmiş ifadesi olan Türk Ordusu tarafından kurulan “Millilik” vasfına sahip T.C. Devletini,

Demokratikleştirmek (!)

          Hiçbir sivil oluşum, Milletin tamamını ve istikbalini ifade etmez ! 

         Ancak, Türk Ordusu Milletin kendisidir. Devletimin Kurucusu da, Koruyucusu da  Türk Silahlı Kuvvetleridir.

         Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir kurumla veya oluşumla eş değer tutulamaz

ve o seviyeye indirgenemez.

         Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Milletinin Bağımsızlığıdır, Hürriyetidir.

         Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Milletinin Şerefidir, Namusudur.

         Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Milletinin İstikbalidir, Kalkınmasıdır.

         Türk Silahlı Kuvvetleri, Haçlı zihniyetine karşı, İslam’ın Mehmetçiğidir.

         Türk Silahlı Kuvvetleri, Hurafelere ve Sapık zihniyetlere karşı İlimdir.

Velhasıl ,

         Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Milletinin ta kendisidir…

Ordumuzun yıpratılması, ancak Türk Devleti ve Milletinin, Düşmanlarının işine yarar.

 

Bilerek veya bilmeyerek Oportünist zihniyetlere hizmet edenler bilmelidir ki ;  Türk Milleti,

en sıkıntılı zamanlarında bağrından Lider’ler çıkartmıştır. Her türlü imkansızlıklara ve

yokluklara rağmen Atatürk tüm emperyalistlere karşı “Hürriyet” Bayrağı olmuştur.

Ata’nın Fikirleri ve Tavsiyeleri LİDERİMİZDİR. Bundan dolayı, Devletimin ve

Milletimin Düşmanları sermaye gücünden dolayı çok sevinmesinler !   

TÜRK GENÇLİĞİ GELİYOR !

 

“ Ordumuz, Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin,

Türk Vatanseverliğinin Çelikleşmiş bir ifadesidir.”

                             ( M.K. ATATÜRK )

                                                               Yılmaz KARAHAN

------------------------------------------------------------

10/09/2007' de Yayınlandı

TÜRK  YİNE  DESTANLAŞACAK

 
Batıyor doğmuş günler, kim demiş gün doğacak ?
Yarın bugünden beter, dün bugünden iyiyken.
Bir damla kan sel olup, bu Milleti boğacak
Kurtlar böcekler onu, içten kemirir iken.
Ama çıkar bir Başbuğ bu zilleti boğacak
Yapılmış olur emri, daha emir verirken
O zaman başlar dimdik, kalpler iman dolacak.
 
Her adım mutluluğu, huzuru müjdelerken
Çöplükte açan güller yavaş yavaş solacak.
El değmemiş bahçeden ırkım ahlak dererken
Vatan aşkı imanla gönülde sulanacak.
Kendini kaybetmiş Türk, kendisini ararken
Ve ufuktan Türk-İslam güneşi parlayacak
Kızıllar ve karalar karanlığa kaçarken
Kanı coşup, atları göğe kanat açacak.
 
Engelleri aşarken, ufukları yararken
Ölümüne susamış, her önüne çıkacak
O sağlam adımlarla, Ülküsüne koşarken
Cihanın kanser olmuş yarasını saracak.
Bir ab-ı hayat gibi gönüllere dolarken
Dünya durdukça, bu ruh Türk ve İslam kalacak
Diğerleri ya olsun, veya olmasın derken.

 

S. AHMED ARVASİ

( Ruhu Şad Olsun )

 

         Lütfen bu şiiri, tanıdığınız tüm dostlarınıza gönderin.

 

                                                                                                                    Zorlu

-------------------------------------------------------------------

12/09/2007' de yayınlandı

ANAYASAMIZIN RENGİ

 

“Türkün haysiyet ve izzeti, nefis ve kabiliyeti, çok yüksek ve büyüktür.          

  Böyle bir Millet esir yaşamaktansa mahvolsun evladır. Binaenaleyh ;

  Ya İstiklal, Ya Ölüm !”

                                         (M. Kemal ATATÜRK)

 

         Atatürk, 20. yüzyılın başlarında salgın halinde olan Milliyetçilik fikrini, Milli Mücadele’de şaha kaldırarak, Milli Egemenliği canlandırmıştır.

         Tüm imkansızlıklara rağmen kazanılan zaferler, millet olarak var olma ve yaşama duygusundan kaynaklanmaktadır.

         T.C. Devletinin nasıl kurulduğunu, hangi badirelerden geçerek bağımsızlığın elde edildiğini bilmeyenler veya unutmak isteyenler Atatürk’e ve Türk Milleti’ne gaflet veya ihanet içinde olanlardır. Dünya da hiç bir Millet, İstiklal Mücadelesini verdiğimiz şartlarda savaşa girip Bağımsız bir Devlet kuramamıştır. T.C. Devleti, Yabancıların veya BM’in himmeti ile kurulmadı...

         Devletimizin kuruluşu üç aşamadan geçerek, gerçekleşmiştir.

1. Hakimiyeti Milliye : Milletin Hakimiyeti. Milletin Kararı. T.B.M.M.

2. Kuvayı Milliye : Milletin Kuvveti. Milletin Mücadelesi. Milli Ordu.

3. Misakı Milli : Milli Sınırlar. Bağımsız T.C. Devleti’nin Hudutları.

 

İstiklal Mücadelesi verildiği dönemlerde, 20 Ocak 1921 tarihinde ilk Anayasamız kabul edilmiştir. Bu Anayasa’ya göre tüm kuvvetlerin birliği ve  idaresi Türk Milleti adına Meclise verilmiştir. Milli İrade’nin tecellisi ile Milli Kuvvetler düşmanı ezmiştir. Atatürk’ün önderliğinde Misakı Milli sınırlarımız tespit edilmiştir.

İkinci Anayasamız, 20 Nisan 1924 tarihinde kabul edilmiştir. Anayasamızın 1. Maddesi : “Türk Devleti bir Cumhuriyet tir.”            Cumhuriyet yönetimi, milli hakimiyet prensibinin en mükemmel ifadesidir.

Bu Anayasalar Atatürk’ün önderliğinde hazırlanmıştır.

 

         Devletimizin kuruluş dönemi, öncesi ve sonrasında sıfatlar ve tanımlamalar “MİLLİ”dir.

Milli Mücadele,

Milli İstiklal,

Milli Hareket,

Milli Zafer,

Milli Ordu,

Hakimiyeti Milli,

Kuvayı Milli,

Misakı Milli,

Milli Birlik,

Milli Bayrak,

         Milli Tarih,

         Milli Coğrafya,

         Milli Dil,

         Milli Ekonomi,

 

         Bu örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Milli Takım dan Milli Piyango’ya kadar... Millilik tanımı, Atatürk’ün ve T.B.M.M. nin Türk Milletine bir emanetidir.

 

         1982 Anayasamızın, Başlangıcının 5. paragrafı :

“Hiçbir faaliyetin Türk Milli Menfaatlerinin, Türk varlığının, devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk Milliyetçiliği, ilke ve inkilapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremiyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı ;”

 

         Atatürk’ün belirlediği Milliyetçilik anlayışı ile hazırlanan Anayasalar Milli dir. Milli kalmalıdır. Millilik Atatürk’ün şahsında anlam kazanmıştır.   O’nun önderliği olmasaydı belkide bugün “Milli” kelimesi yerine, Haçlı zihniyetine hizmet eden “Palikarya” olacaktık...

 

         Atatürk Milli bir semboldür, Bayraktır...

         Atatürkçülük, Türk Milletinin Ülküsüdür...

 

Atatürk, Türk Milletinin maşeri şuur ve vicdanında yer almıştır. Atatürk isminin anılmadığı ve yazılmadığı hiç birşey Milli değildir.

Bizlere Millet olmayı, Milliyetçiliği ve Milli olmayı belleten Başöğretmen Atatürk, ANAYASAMIZ dır. 

Anayasamızın rengi MİLLİ dir.

Renksiz bir Anayasa demek, Atatürkçü düşünceyi rafa kaldırmak demektir. Yani AB ve Küresel Güçlerin tavsiyeleri doğrultusunda, Atatürk’ün Resimlerinin kaldırılması süreci demektir.

Demokrasi Havarilerinin, Bizim Milli Kahramanlarımızla ne alıp veremediği var ?

         Elbette sorunları var !

         Çünkü Bize kimliğimizi hatırlatan ve yaşattıran tüm Milli Değerlerle kavgaları var...

         Amaç ; Türk Milleti mensubiyeti yerine, Müşteri ve Tüketici bilincini yerleştirmek...

        

 

         Atatürk’ün şu tenbihatı hiç bir zaman unutulmamalıdır :

“Yetişecek çocuklarımıza  ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel Türkiye’nin istikbaline, kendi benliğine, milli an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.”

 

         Atam Emanet ettiğin “Milli” kavramı, anlam kazandığı ve ifade ettiği herşey de İnşallah sonsuza dek yaşayacaktır...

         Bu Görev MİLLİ NAMUSUMUZ’dur !

 

           &n<

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol