DTP YETMEDİ SIRA PKK’DA
Şer güçlerin Diyarbakır toplantısında, silahları bırakması karşılığında terör örgütüne de Meclis
yolunun açılabilmesi için genel af çağrısı yapıldı.
Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastine adı karışan Alman Heinrich Böll Vakfı ile Diyarbakır Barosu’nun birlikte düzenlediği, “Türkiye’de Kürtler: Barış Süreci İçin Temel Gereksinimler” konulu konferans, PKK’yı siyasallaştırma zemini oluşturma toplantısına dönüştü.
Siyasete davet
TÜrkİye’den ve yurtdışından yabancı katılımcıların iştirakıyla gerçekleştirilen ve iki gün sürecek olan toplantıda, “TSK’nın operasyonları durdurup genel af ilan edilmesinin ardından PKK’nın silah bırakarak fiilen ülke siyasetine katılması gerektiği” fikri öne çıkarıldı.
Diyarbakır’da küstah çağrı!
Alman Heinrich Böll Vakfı ile Diyarbakır Barosu’nca düzenlenen Kürt Konferansı’nda terör örgütü PKK’ya “Silah bırak ve aktif siyasete katıl” çağrısı yapıldı.
Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastine adı karışan Alman Heinrich Böll Vakfı ile Diyarbakır Barosu tarafından ortaklaşa düzenlenen “Türkiye’de Kürtler: Barış Süreci İçin Temel Gereksinimler” konulu konferans, küstah çağrılardan birine daha sahne oldu. Konferansta katılımcılar, terör örgütü PKK’ya silah bırakıp, politikaya katıl çağrısı yaptı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda başlayan konferansın açılışında konuşan Alman Heinrich Böll Vakfı yetkilisi Ulrike Dufner, “Demokrasinin yerleşmesi için silahların susması ve mayınların patlamasının durdurulması ön koşul” dedi. Silahlı güçlerin silahtan kolay kolay vazgeçmeyeceklerini belirten Dufner, “Silahların susturulması önemli olmakla birlikte yeterli değil. Güç kullanım zihniyetinden de vazgeçmek gerekir. Demokrasi otoriter bir yapı ile örtüşmez” diye konuştu.
Genel af dile getirildi
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sincar, tarih boyunca hiçbir etnik çatışmada ne devletin, ne de silahlı örgütün tam olarak başarıya ulaşabildiğini belirterek, “Dolayısıyla, çözüm için şiddetin sonlandırılmasını tartışmak gerekiyor. Silahlı politikalarla bir yere varılamayacağı görülmeli” dedi. Yeniden sosyalleşme ve demokratik zeminde siyaset imkanı sunmadan bir örgütün kendiliğinden silah bırakmasının zor olduğunu vurgulayan Sincar, “Sadece, genel affın, normal demokratik siyaset hakkı olmadan uygulanması pratikte faydalı olmayacaktır” diye konuştu.
Silahlı şiddeti bırakın
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu da, böyle bir konferansın Diyarbakır’da ilk kez yapılmasının önemine dikkat çekerek, “Sadece terör söylemine karşılık olarak ateşkes, barış kavramları, barışçıl çözüm yolunu açmaya yetmedi” dedi. Tanrıkulu, “Kürt tarafının yapması gereken, kendi iradesi ve kararıyla siyasal amaçlarına ulaşmak için silahlı şiddeti tüm birimleriyle kullanmaktan vazgeçtiğini, tüm gücünü siyasetin barışçı yollarla başarı kazanmaya vermesi ve kendisini buna göre düzenlemesi olmalıdır. Bu mümkündür, gereklidir ve doğru olandır.” TESEV Demokratikleşme Programı Yöneticisi Dilek Kurban ise, Kürt siyasetçilerin ve sivil toplumunun siyaset dilini kullanmaktan çok, bilgi üretmeye yönelmesi gerektiğine işaret ederek, “22 Temmuz seçimlerinin ardından Kürt siyaseti daha somut projelerle halka ulaşmaya çalışmalı. Kürtler kendileri gibi ezilen kesimleri daha iyi anlamalı ve onlarla ilişkilerini güçlendirmeli” değerlendirmesinde bulundu.
Yabancılar akın etti
Konferansa, Büyükşehir belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP Diyarbakır milletvekilleri, Akın Birdal, Selahattin Demirtaş, Aysel Tuğluk, Gülten Kışanak ve AKP milletvekilleri Abdurrahman Kurt ile Kutbettin Arzu’nun yanı sıra aralarında Baskın Oran, Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Ragıp Duran, Gençay Gürsoy ve Pınar Selek’in bulunduğu çok sayıda akademisyen ve gazeteci katıldı. Yerli katılımcıların yanı sıra çok sayıda yabancı araştırmacı ve akademisyenin de akın ettiği konferans, bugün de devam edecek. Konferansın, ikinci gününde Prof.Dr. Baskın Oran, Emekli diplomat Akın Özçer, Emekli Büyükelçi Pulat Tacar, AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ve ABD Tennessee Teknoloji Üniversitesinden Michael Gunter konuşacak.
Konferansa Türk bayraklı protesto
Türkiye’nin altını oymak isteyen şer odaklarının gövde gösterisi yaptığı Diyarbakır’daki Kürt konferansı bugün sona erecek.
Diyarbakır’da düzenlenen Kürt Konferansı, bazı sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi. Konferans öncesi binanın önünde toplanan bir grup, Türk bayrağı ve Atatürk posteri ile pankart açarak konferansın düzenlenmesini protesto etti. Grupta yer alan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Diyarbakır Şube Başkanı Rıza Gül, toplantının Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye için yarar sağlayacağına inanmadığını ifade ederek, “Uluslararası karanlık güçlerin ülkemizi olumsuz etkilemek ve insanlarımızın kafasını karıştırmak için düzenledikleri bir toplantıdır” dedi. Ellerinde “AB’nin derin devleti Diyarbakır’da ne toplantısı yapıyor. Alman derin devleti içeride, Mustafa Kemaller burada” yazılı pankartlar taşıyan vatandaşlar daha sonra sessizce dağıldı.
DTP bu kez siyasete çocukları alet ediyor
Diyarbakır’a bağlı DTP’li Yenişehir Belediyesi Gençlik Çalışma Grubu Çocuk Korosu, ABD’de Kürtçe
şarkılar söyleyecek.
Koronun ismi de Kürtçe
Diyarbakır’ın Sur Belediyesi bünyesinde kurulan Koma Denge Zaroken Amed (Diyarbakır Çocuklarının Sesi) grubu da koroda yer alıyor.
DTP’li Yenişehir Belediyesi’nin Gençlik Çalışma Grubu Çocuk Korosu, Amerika’da 3 Ekim’de düzenlenecek olan Dünya Müzik Festivali’ne hazırlanıyor. Koro, festivalde Kürtçenin de aralarında bulunduğu çeşitli dillerde şarkılar seslendirecek. Diyarbakır’ın Sur Belediyesi bünyesinde kurulan Diyarbakır Çocuklarının Sesi (Koma Denge Zaroken Amed’e) grubu, Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın görevden alınmasının ardından Yenişehir Belediyesi Gençlik Çalışma Grubu bünyesine katıldı. Grup, 3-7 Ekim tarihleri arasında Amerika’da yapılacak olan Dünya Müzik Festivali’ne katılacak. Festivalde Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Süryanice, İbranice, İngilizce, Almanca ve Rusça şarkı söyleyecek olan koro, 3 Ekim’de San Francisco’da, 5 Ekim’de Los Angeles’te, 7 Ekim’de ise San Diego’da sahne alacak. Koroyu çalıştıran Duygu Bayar, “Koromuz 8 dilde türküler seslendirecek” dedi.
----------------------------------------------------
04/10/2007 de yayınlandı
PKK'YA KARDEŞ DİYENLERE HUKUK GEREĞİNİ YAPSIN
Orgeneral Büyükanıt, ‘bugüne kadarki suskunluğunun’ ulusa ve düzene saygıdan ileri geldiğini, ‘bunun zorlanmaması gerektiğini’ söyledi. Genelkurmay Başkanı, ‘Ünlü sözümü tekrar edeyim: Terörle sözde değil, özde mücadele hiçbir zaman olmadı’ dedi
Harp Akademileri Komutanlığı’nın eğitim yılı açılışında konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, 24 Nisan’daki “e-muhtıra”dan bu yana en sert açıklamalarını yaptı. TSK’ya son zamanlarda ülke içinden ve dışından etik olmayan saldırılar yapıldığını söyleyen Büyükanıt, “Bugüne kadar kısmi suskunluğumuz devletimize, ulusumuza, dirlik ve düzenimize duyduğumuz saygıdan ileri gelmektedir. Şunun bilinmesini isterim ki, her şeyin bir hududu vardır. Bu hududu kimsenin zorlamaması gerekir” dedi.
TERÖRLE ÖZDE MÜCADELE: Büyükanıt, kış hazırlığı içinde bulunan PKK’ya karşı birkaç ayda çok önemli başarılar elde edildiğini belirterek, bunun devam edeceğini söyledi. Bir ülkede terörün dışarıdan destek almadıkça varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığını ifade eden Büyükanıt, “Dost ve müttefik birçok ülkeyi bugüne kadar bu konuda uyardık. Ancak, üzüntü ile ifade edeyim, hiçbir ülkeden destek görmedik. Terörle mücadelede sözler önemli değildir, eylemler öne çıkar. Ün kazanmış sözümü tekrar edeyim: Terörle ‘sözde değil, özde’ mücadele hiçbir zaman gerçekleşmedi. Bunları söylemek zorundayım. Bu sözlerimden alınan ülkeler varsa bu onların sorunudur” diye konuştu.
DTP ‘SORUNU’: DTP’li siyasetçilere yönelik ağır eleştirilerini dile getiren Büyükanıt şunları söyledi: “Terör örgütüne terörist diyemeyen, terör örgütü mensuplarını kardeşlerimiz diye tanımlayan, TSK’ya ‘bölücü’ diyen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmaktayız. Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, bu sorunu hukuk içinde çözmek zorundadır. Hiçbir ülkenin güvenlik güçlerinin terörle mücadele azmi gizli bazı emellerle bu kadar engellenmemiştir. Kulağa hoş gelen birtakım sloganvari sözlerle konuşanları ulusumuz asla affetmeyecektir.”
BAĞIMSIZ KUZEY IRAK: Büyükanıt, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir devlet ile karşı karşıya kalacağının bilincinde olması gerektiğini söyledi; “Bu sonucun müttefiklerimizin yardımları ile oluştuğu bilinen bir gerçektir” dedi.
ANAYASAYI KONUŞACAĞIZ: Anayasa tartışmalarına ilişkin görüşlerinin merak edildiğini tahmin ettiğini ifade eden Büyükanıt, ilk taslağı bildiklerini söyledi. Büyükanıt, “Son taslak açıklandıktan sonra bizi ilgilendiren konulardaki görüşlerimizi ilgili makamlara ileteceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter, ulus devlet, laik yapısı ve Silahlı Kuvvetler’in yerleşik düzenlemelerinin politik, hissi ve önyargılı yaklaşımlarla bozulmaması, vazgeçemeyeceğimiz ve taraf olduğumuz unsurlardır” diye konuştu.
BİREY İÇİN DEVLET BUDANMAZ
TÜRKİYE’de bazı çevrelerde devleti budayarak bireyi yüceltmek gibi bir eğilimin ortaya çıktığını söyleyen Büyükanıt, “Tabiidir ki, birey çok önemlidir. Ancak, bireyi yükseltirken devleti yıpratmak ne kadar demokratik ve akılcıdır?” dedi.
MALEZYA KAYGISI: SON dönemde Türkiye’nin Malezya ile karşılaştırılması tartışmalarına değinen Büyükanıt, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bu tür tartışmaların merkezine konulması da ayrıca kaygı verici bir husus oluşturmaktadır” dedi.
Son pişmanlık fayda etmez
HİÇBİR gücün Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti başka bir güce dönüştüremeyeceğini ve laik yapıyı değiştiremeyeceğini söyleyen Orgeneral Büyükanıt, “Son defa ifade ediyorum: TSK’nın iç politika ile ilgisi olmaz ve olmamalıdır. Ancak, ülkemizin ve rejimimizin temel direkleri üniter, ulusal ve laik devlet yapımız bizim var olma nedenimizdir ve olmaya devam edecektir. Bu temel değerleri savunanları, neredeyse gerici olarak gören zihniyet sahipleri ülkemizde var olmaya ve üremeye başlamışlardır. Bu çevreler ancak erginliğe ulaştıklarında gerçeği anlayacaklardır. Bu uyanış pişman olmak için çok geç olabilecektir” diye konuştu.
Karizmatik lider kimdir
SUBAYLARA liderlik konusundaki deneyimlerini anlatan Büyükanıt, “karizmatik lideri” alıntı yaptığı Peter Durucker’e göre şöyle tanımladı: “Ekip çalışmasını sevmez. Tüm sistemi; liderliğini sürdürecek şekilde yeniden yapılandırır. Üstelik sisteme inanmaz. Vazgeçilmez adamı oynar. Herkesi, kendisi gittiği zaman işlerin karışacağına inandırır. Hayal gücü ileriye değil, geçmişe yöneliktir. Yetenekli insanları çevresinden uzaklaştırır. Tipik bir narssisisttir. Kendinden başka kimseyi beğenmez.” 20. yüzyılda tarih sahnesine çıkan bu kişilerin biri hariç diğerlerinin dengesiz insanlar olup herşeyi yok ettiklerini belirten Büyükanıt, ayrı tuttuğu liderin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu söyledi; “O gerçek anlamda bir liderdir. Çünkü kendisinden sonraya hiçbir ‘izm’ bırakmamıştır” dedi.
Bu sözlerin Ankara’da söylenmesi hazin
ORGENERAL Yaşar Büyükanıt, DTP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır Barosu’nun Alman Heinrich Böll Vakfı’nın desteğiyle düzenlediği “Türkiye’de Kürtler: Barış Süreci için Temel Gereksinimler” toplantısındaki sözlerine ilişkin şunları söyledi: “Dün de yine bu gruptan bir kişi ‘Biz PKK’ya terör örgütü diyemeyiz. Terör örgütü dersek, biz sizleşiriz’ diyordu. Bunun hukuk içerisinde mutlaka çözüm bulması lazım. Çünkü on binlerce Mehmetçiğimiz dağlarda terör ile mücadele edecek, bu ülkenin baş şehrinde bu lafların söylenmesi hazindir ve buna tedbir alınması gerekir.”
Anıtkabir’de yeni rekor
ANITKABİR, bu yıl 9 ayda 9 milyon 17 bin 463 ziyaretçiyle yeni bir rekor kırdı. Anıtkabir’i 2004’te yaklaşık 2.5 milyon, 2005’te 3 milyon 801 bin 340 kişi ziyaret etmişti. 2006’da bu sayı üçe katlanmıştı. Bu yıl eylül ayında geçen yılki sayı geçildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın Anıtkabir ziyaretçi sayısına ilişkin verilerine göre, Anıtkabir’i ocakta 603 bin 190, şubatta 460 bin 288, martta 509 bin 140, nisanda 1 milyon 74 bin 731, mayısta 879 bin 766, haziranda 1 milyon 174 bin 278, temmuzda 1 milyon 392 bin 551, ağustosta 1 milyon 570 bin 802, eylülde de 1 milyon 352 bin 717 kişi ziyaret etti.
Süleyman ARIOĞLU / İSTANBUL
