KURT YAVRUSU
  ORTADOĞU GAZETESİNDE YAYINLANAN YAZILAR ARŞİVİ - 3
 


ein Bild

İFTAR ÇADIRLARI VE YOKSULLUK

 

Yıldıray ÇİÇEK                                                                                                          24.09.2007

Türkiye'de yolsuzluğun haritası, mübarek Ramazan Ayı'nın gelmesi ile daha net ortaya çıktı. Türkiye'de işsizlik ve o oranda da yolsuzluk günden güne artış göstermektedir.

Belediyeler tarafından kurulan iftar çadırları, AKP'nin "uçtuk, kalkındık, ekonomiyi düzelttik" sözlerinin palavradan ibaret olduğunu göstermeye yetmektedir.

Ekonomi düzeldiyse, bu iftar çadırındaki milyonlarca insanın yarattığı manzara nedir?

Ekonomi düzeldiyse, insanlar kendi evlerinde çoluk çocuğuyla huzurlu bir iftar yapmak yerine, neden iftar çadırlarında itiş kakış karınlarını doyurmaya çalışıyor?

Türkiye'de ekonomi düzeldiyse, AKP 22 Temmuz seçimlerinde devletin parası dağıttığı bir torba kömürle milyonlarca insanın iradesini nasıl teslim aldı?

Milyonlarca insan bir torba kömüre muhtaç hale geldiyse, AKP hükümetinin anlattığı ekonomik politikalar "uykudan önce masallarından" başka neyi ifade ediyor?

22 Temmuz seçimlerinde, "istikrar bozulmasın" aldatmacası ile Türk milletini kandıran ve asıl istikrarın kendileri ve yandaşlarının zengin olmasını ile alakalı olduğunu gizleyen AKP, yoksullaştırdığı halkı sadaka sistemi ile etki altına almaktadır.

Bu zihniyet bunu belediyelerde çok iyi becerirken, şimdi iktidarında da bunu başarmaktadır.

Gerçek başarı milyonlarca insanı iftar çadırlarına, yoksulluğa mahkûm etmek değil, o yoksulluğu ortadan kaldıracak tedbirleri almaktır.

En acı olan da, daha bir-iki yıl önce Almanya Başbakanı'na "Maaşımla geçinemiyorum, çocuklarımı burslu okutuyorum" diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın çocuğuna trilyonluk gemi almasıdır. Gerçi ona göre gemi değil, gemicik imiş o aldıkları…

O maaşı ile geçinemeyen Başbakanın 1.5 yıl içinde mal varlığı da artış göstermiş…

Sözde yenilediği mal varlığı beyanında bu artış görülmektedir. Ayrıca 312 bin YTL de alacağı varmış… Bu alacak kimden, nasıl bir alacaksa?

Millet küçülürken, yoksullaşırken, Recep Tayyip Erdoğan'ın ailece büyümesi ve zenginleşmesi de nasıl bir halk adamı(!) olduğunu göstermektedir.

İftar çadırlarında, bir-iki kere o yoksul halkla oturup iftar yapmak bu gerçeği ortadan kaldırmaz.

AKP iktidarı, model aldıkları merhum Turgut Özal gibi, zengini zengin, fakiri daha fakir yapan bir ekonomik sistemi işletmektedir.

Ve hatta AKP bu sistemi, Özallı yıllardan daha iyi uygulamaktadır.

Türkiye'de yoksul sayısının artması bizzat AKP'yi memnun etmektedir. Çünkü o yoksullar üzerinde AKP her türlü oyunu, seçim yatırımı olarak denemektedir. 22 Temmuz seçimlerinde uyguladıklarını iyi tahlil ettiğimizde bu çok iyi anlaşılacaktır.

Yoksulluk dün de vardı, yarınlarda da olacak… Ama AKP istatistik olarak bu oranı katlayarak arttırdığı gibi, bir de "ekonomi çok düzeldi" propagandaları yapınca, siyasi yüzsüzlükleri gün gibi ortaya çıkmaktadır.

Ülkenin ekonomisinde düzelme olmadığı gibi, AKP'lilerin ekonomisi istikrarlı(!) bir şekilde düzelmekte ve büyümektedir.

Pamuk ipliğine bağlı ve sıcak para ile idare edilen ekonomi patlak verdiği gün, AKP'nin ekonomik masalları hiçbir fayda vermeyecektir. AKP küresel güçlere hizmet ettiği oranda, ekonomi idare edilecektir. Hizmet bütünlüğü oluştuğu gün ise Türkiye'nin her yönden varlığı tehlikeye girecektir. Küresel güçlerle al gülüm-ver gülüm ilişkisinin anlamı ortadadır.

İşte o zaman AKP'nin bir torba kömürü bizi kurtarmaya yetmeyecektir.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye ekonomisini "en riskli ilk 10 ekonomi" içerinde göstermiş ve bunun üzerine de IMF, Türkiye ile artık "stand by" anlaşması yapmayacağını, Türkiye'ye kredi vermeyeceğini açıklamıştı. Fakat, 22 Temmuz seçimlerinde, uluslararası sermayeye en iyi hizmeti yine AKP yapacağı düşüncesiyle, IMF bir kez daha kredi vermiş ve AKP'nin sorunsuz bir şekilde seçimlere girmesini sağlamıştı. Özelleştirme adı altında milli servetlerimizi küresel sermayeye peşkeş çeken AKP, Türk insanını yoksullaştırmaya, küresel sermayeyi de baştacı etmeye devam etmekte, yoksullaştırdığı Türk insanını da "torba, file, İftar çadırı sadakaları" marifetiyle kandırmaya devam etmektedir.

Yoksulluğa mahkum ettikleri Türk Milleti'ni, "sadaka" ile daha ne kadar idare edecekler, bilemem, ama, bildiğim bir şey var ki, bu müstemleke zihniyetle Hür ve Bağımsız olarak devletin devamı mümkün değildir.

Türk insanı artık gerçekleri görmeli ve AKP zihniyetine gerekli tepkiyi koymalıdır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------

26/09/2007'de Yayındaydı

BAŞBUĞ´DAN SERT MESAJLAR

 

Kara Harp Okulu´nde konuşan Orgeneral İlker Başbuğ, Anayasa´daki laiklik tanımına da geniş yer ayırdı, ABD´ye önemli mesajlar gönderdi

Kara Harp Okulu'nda konuşan Orgeneral Başbuğ, Anayasa'daki laiklik tanımına da geniş yer ayırdı, ABD'ye önemli mesajlar gönderdi

Türkiye, PKK konusunda adım atmamakla eleştirdiği ABD'ye karşı üslubunu sertleştiriyor. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral. Başbuğ, "Türkiye, Irak'taki gelişmeleri engelleyebilecek ve maliyetleri artırabilecek güce sahiptir" dedi.Başbuğ, laiklik için "Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin temel taşı" dedi ve bu kavramın tartışma içine çekilmemesini istedi.

Türkiye, terör örgütü PKK konusunda adım atmamakla eleştirdiği ABD'ye karşı üslubunu sertleştiriyor. Son uyarı Genelkurmay cephesinden geldi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Türkiye, Irak'taki gelişmeleri engelleyebilecek ve maliyetleri artırabilecek güce sahiptir'' dedi.

Bu uyarı, ABD'nin Irak'tan Türkiye topraklarını kullanarak çekilme senaryoları yaptığı bir dönemde geldi. Kara Harp Okulu töreninde konuşan Başbuğ, Anayasa'daki laiklik tanımına da geniş yer ayırdı.

Başbuğ, laiklik için "Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin temel taşı" dedi ve bu kavramın tartışma içine çekilmemesini istedi.

Kara Harp Okulu'nun 2007-2008 Eğitim-Öğretim yılının açılış dersini Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ verdi. Başbuğ Anayasa'ya yönelik tehditleri anlattığı konuşmasında ulus devlet üniter ve laik yapıyla ilgili konulara değindi ve terör örgütüyle ilgili ABD'ye sert mesajlar gönderdi.

İşte konuşmadan satırbaşları:

ABD SADECE SÖZ ÜRETİYOR

- Türkiye 1984'ten beri terörle adeta tek başına mücadele ediyor. Bu mücadelede yalnız bırakıldık. Bu mücadelede artık söz değil eylem bekliyoruz. Türkiye'nin Irak'la ilgili kaygı ve sorunları Türkiye-ABD ilişkilerini etkilemektedir. ABD zamanın söz söyleme değil eylem zamanı olduğunu görmelidir. Türkiye'nin desteğini almayan bir çözüm Irak için kalıcı bir çözüm olmayacağını ve Kuzey'deki bölücü terör örgütünün varlığının Türkiye için hayati bir tehdit oluşturduğunu, zamanın söz söyleme değil eylem zamanı olduğu anlamalı ve görmelidir.

DTP'YE SERT ELEŞTİRİ

- Türkiye'de bir kısım militanlar terörün yok edilmesi güvenlik alanındaki mücadele ile olmaz başka alanlarda tedbirler alınması ve çözümler üretilmesi gerekmektedir diye düşünmektedir. ilk bakışta doğru olarak düşünülecek bu yaklaşım aslında yanlış ve eksiktir. Elbette terörün yok edilmesi yalnız güvenlik alanındaki mücadele ile olmaz. Ekonomik sosyo-kültürel ve psikolojik harekat alanında paralel ve eşzamanlı olarak hareket edilmelidir. Ancak burada kastedilen güvenlik alanında mücadele etmeyelim diğer üç alanda mücadele edelim ise bu zaten bölücü terör örgütünün savunduğu yaklaşımın ta kendisidir.

KUZEY IRAK'TAKİ KÜRTLER TARİHİ GÜÇ KAZANDI

- Irak'ın kuzeyindeki oluşum ve gelişmelerin bu bölgedeki Kürtlere tarihte hiç olmadığı kadar siyasal, hukuki, askeri ve psikolojik güç kazandırdığı da diğer bir gerçektir. Ayrıca bu durumun vatandaşlarımızın bir kısmı üzerinde aidiyet modeli yaratabileceğine de dikkat edilmelidir.

ATATÜRK DEVRİMLERİNİ HATIRLATTI

- Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşu ve gelişimi bir devrimdir. Atatürk'ün gerçekleştirdiği bu devrimini ana hedefi bir ulus devletin Türk devletinin yaratılmasıdır. Atatürk'ün ulus devlet anlayışı dinsel ve etnik temellere bağlı değildir ve bağlanmaya da çalışılmamalıdır.

ULUS DEVLET VURGUSU

- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi, Türkiye devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün korunmasını hedeflemiştir. Bu kuruluş felsefesinin temel unsurlarını ise ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet oluşturmuştur

----------------------------------------------------------

28/09/2007'de yayındaydı

KÜRT DEVLETİNE ABD ONAYI

Başbakan Erdoğan´ın küresel işverenler ve Yahudi cemaatlerle görüştüğü saatlerde ABD senatosundan Türkiye´ye yaptırım ve Kuzey Irak´taki Kürt bölgesinin devlet olarak tanınmasına onay çıktı

Başbakan Erdoğan'ın küresel işverenler ve Yahudi cemaatlerle görüştüğü saatlerde ABD senatosundan Türkiye'ye yaptırım ve Kuzey Irak'taki Kürt bölgesinin devlet olarak tanınmasına onay çıktı.

 ABD Kongresi'nin üst kanadı senato, Irak'ın gevşek bir federatif yapı içinde 3 bölgeye ayrılmasını öngören, tasarıyı ezici çoğunlukla kabul etti. Planın tespitler bölümünde, "Kuzey Irak'taki üç vilayette Kürt bölgesel yönetiminin idari rolünün tanındığı ve Kürt bölgesinin genel olarak istikrarlı ve barış içinde olduğu" anlatıldı.

Senato'da benimsenen tasarıda, Kürt bölgesine yapılan bu atıf dışında doğrudan üç federal bölgenin kurulması yönünde açık bir ifade yer almasa da, plan ABD ve dünya medyası tarafından, Irak'ın "Şii, Sünni ve Kürt bölgelerinden oluşması" çağrısı olarak değerlendirilken, aynı zamanda ABD'nin Kürt devletini tanıma anlamına geldiği belirtildi. 

ABD Kongresi'nin üst kanadı senato, önde gelen Demokrat Senatör Joe Biden tarafından önerilen ve Irak'ın gevşek bir federatif yapı içinde 3 bölgeye ayrılmasını öngören, bir tasarıyı ezici çoğunlukla kabul etti.

Senato genel kurulundaki oylamada tasarı, 23'e karşı 75 oyla kabul edildi.

Tasarı, Irak'ın tek ülke olarak kalması ve toprak bütünlüğünün korunmasını, ancak Şii, Sünni ve Kürt bölgelerine ayrılmasını, petrol gelirlerinin denetiminin ise Bağdat yönetiminde kalmasını öngörüyor. Tasarıda, Türkiye'nin bu konudaki kaygıları da gözetildi.

Tasarıda, "ABD'nin, federal bir hükümet sistemi oluşturulmasına ve federal bölgelerin kurulmasına izin veren Irak Anayasası hükümleri çerçevesinde, Irak'taki önemli gruplar arasında siyasi anlaşma sağlanmasını aktif şekilde desteklemesi" istendi.

Biden'in önerisi, bağlayıcı olmamasına karşın, başkan George W. Bush'un Irak politikasına karşı çıkıyor.

 "Kürt bölgesi istikrarlı"

Planın tespitler bölümünde, "Kuzey Irak'taki üç vilayette Kürt bölgesel yönetiminin idari rolünün tanındığı ve Kürt bölgesinin genel olarak istikrarlı ve barış içinde olduğu" anlatıldı.

Senato'da benimsenen tasarıda, Kürt bölgesine yapılan bu atıf dışında doğrudan üç federal bölgenin kurulması yönünde açık bir ifade yer almasa

(Bu Noktada Hocamın Yazısını da Koymadan Edemiycem)

----------------------------------------------------------------------------------

 

DOSTUN MU ?

“Ameller  Niyetlere Göredir .”  ( Hadis-i Şerif )

—      Türk Askerinin başına çuval geçiren A.B.D. senin dostun mu ?

—      Lozan antlaşmasını kabul etmeyen, Türkiyenin parçalanmış halinde haritasını dağıtan ABD Türk Devletinin dostu mu ?

—      Türkiye de  coçuklarımızı hrıstiyanlaştırmaya çalışan misyonerlere, destek veren ABD senin dostun mu ?

—      Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine ekonomik amborga uygulayan ABD senin dostun mu ?

—      “Demokrasi” ve “İnsan Hakları”nı getireceğiz diyerek 1milyon müslümanı katleden ABD, İslam’ın dostu mu ?

—      Sahte Kur’an yazan, Ürdün’de piyasaya süren ABD senin dostun mu ?

—      Kabe’yi  ve Sultanahmet Camisini bombalarım diyen ABD dostun mu ?

—      Türk Devleti ve Milleti huzurlu olmasın diye; Türkçülük-Kürtçülük , Alevilik-Sünnilik davalarını çıkartıp körükleyen ABD senin dostun mu ?

—      PKK ya lojistik destek sağlayan ABD senin dostun mu ?

—      Türkiye’nin bölünmesi için Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir adlı haine destek veren AB ülkeleri senin dostun mu ?

—      “Ermeni soy kırımı vardır” diyen ve bunu parlemontalarında kabul eden Avrupa senin dostun mu ?

—      Dinlerarası diyalog söylemleri ile, Türkiyede her türlü misyonerlik çalışması yapan Vatikan senin dostun mu ?

—      Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesini dayatan AB senin dostun mu ?

—      Güya İnsan Hakları ve Demokrasi adına TCK 301. maddesinin değiştirilip, “Türklüğe- T.C’ne” küfürün serbest olmasını isteyen AB dostunmu?

—      Türk Devleti ve Milletinin “Katil” olduğu iftirasında bulunan hainlere “Nobel” ödülü veren Avrupa senin dostun mu ?

—      “Atatürk dönemi bitti, resimlerini kaldırın” diyen Avrupa senin dostunmu?

—      Hz. Muhammed (S.A.V) in karikatürlerini yapan Avrupa senin dostunmu?

—      Genel Kurmay Başkanlığını azarlamaya kalkan NATO senin dostun mu ?

—      “Nil’den Fırat’a kadar  topraklar bizim” diyen İsrail senin dostun mu ?

—      Masum, savunmasız müslüman çocuk ve kadınları öldüren İsrail senin dostun mu ?

—      Genetiği bozulmuş tohumları bize satan İsrail senin dostun mu ?

—      Harran ovasını satın alan İsrail senin dostun mu ?

—      Mescid-i Aksa caminin altını oyan Yahudi senin dostun mu ?

—      Kerkük’te , Musul’da Türk nüfusunu ve mallarını yok ederek sahiplenmeye çalışan Talabani senin dostun mu ?

—      T.C. Devletini tehtit eden Eşkiya Barzani senin dostun mu ?

—      PKK ya her türlü desteği veren Barzani senin dostun mu ?

—      İstanbul’a “Kostantinapolis”, Trabzon’a “Pontus”, İzmir’e “Smyra”  ve buralar bizim diyen, Yunanistan senin dostun mu ?

—      “Doğu Anadolu benim” diyen Ermenistan senin dostun mu ?

         Ebette HAYIR ! Dostumuz değildir… Buna göre…

         ABD, Avrupa, İsrail, Yunanistan, Ermenistan, Kürdistan ;

Türk Devletinin Güçlü, Türk Milletinin mutlu olmasını istermi ?

         Dinine, Devletine, Milletine ve Vatanına düşman bu ülkeler, Demokrasi için yeniden AKP’nin iktidara gelmesini istiyorlar…

         Hele Eşkiya Barzani “ Milliyetçiler iktidara gelmemeli… AKP yeniden iktidara gelmeli” diye tavsiyede bulunuyor (!)

         Türklüğün Düşmanı Ülkeler, kendine hizmet edenleri severler ve desteklerler !

         Bu Seçim, Genel Seçimden öte… Hürriyetimizin ve Milli Birliğimizin beraatı sandıklarda… İçerdeki Hainlere, Hırsızlara, Gaflet uykusunda olanlara ve satılmış medyaya rağmen bu beraatı şerefimizle sandıklardan alacağız, almalıyız…    Bu tarihi bir görevdir…

Tüm Milliyetçiler nefislerini köreltmeli,   Rütbelerini sökmeli,   Barışmalı,

“Bugün terimi dökmezsem, Yarın Kan ve Gözyaşı dökerim” anlayışı ile ;

3 Hilalli Şanlı Bayrak altında çalışmalı, hizmet vermeli…                                                        

         Türk Milliyetçilerinin tek adresi, M.H.P. dir. Başka alternatif yoktur…

         Türk Milliyetçiliği Davası DUA lıdır. Hz. Muhammed (S.A.V.) buyurmuştur ki ;

         “DUA, MÜMİNİN SİLAHIDIR”

Allah’a şükür İmanımız Tam… Allah’ın İzni, Milliyetçilerin Gayreti, Şehitlerimizin ve Başbuğ’umuzun Duaları ile ;

         Bir Olacağız !

         Diri Olacağız !

         Dirlikli Olacağız !

         İnşallah İktidar Olacağız !

        

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !

Yılmaz KARAHAN

(Yeniden Ergenekon )

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol